Devrim, Konseyler ve Siyasal Özgürlükler
Hamit Taqvai
İran Komünist-İşçi Partisi birçok kez İran’daki siyasal gelişmelerin temel ve belirleyici etmeninin İslam Cumhuriyeti’ne karşı insanların direniş hareketi olduğu gerçeğini vurgulamıştır. 6 yıldır rejiminin bütünlüğüne hayır bayrağı ile sürmekte olan rejimi devirme hareketi bu dönemdeki birçok önemli gelişmenin kaynağı olmuştur: Hatemi’nin öne çıkarılıp Cumhurbaşkanı seçilmesinden yönetimin bunalımı ve iç çekişmelerine kadar, rejimin içinde ve dışında ortaya çıkan 2 Hordad hareketi vb. Sağ kanattan “reformculara” kadar yönetim içindekilerin siyasetleri ve konumlanmalarının birçoğu gerçekte insanların rejimi devirme direniş hareketine karşı bir tepki biçiminde gelişmiştir. Bu hareket olmasaydı 2 Hordad şahsiyetleri halen Vilayet-i Vakih bayrağı altında hapis, işkence ve idam örgütlemekle meşgul olurlardı, hiçbiri “reform”un ve “İslami demokrasi”nin zorunluluğundan söz etmezdi. Hatemi gündeme gelmezdi ve yönetime bağlı ve tüm becerisi yukarıdan reform beklentisiyle insanların direniş hareketini önlemek olan yönetimin reformist, minimalist opozisyonu sürüsü varlık nedeninin yitirirdi.
Yönetimin sağ, Batıcı ve monarşist muhalefetinin tutumlarının belirlenmesinde de insanların rejim karşıtı direniş hareketi belirleyici bir rol oynamıştır. Rejimle karşılaşmada insanlara “şiddetten” uzak durmayı salık vermek, sivil itaatsızlık savı ve referandum sloganı sağ opopzisyonun halka karşı takındığı tutumların bazılarıdır. Bu siyasetler bütününün ekseni rejimi devirme hareketinin derinleşmesini ve genişlemesini önlemektir. Sağ muhalefet insanların nihai ereğe kadar ilerlememesini ve İran’da yeni bir devrimin gerçekleşmemesini istiyor. Yeni bir devrim daha önce bir devrimle yıkılan yönetimin yeniden işbaşına gelmesine izin vermeyecektir. Sağ’ın stratejisinde insanlar ve güçleri yukarıdan oyunların veya darbenin yolunu açtığı ölçüde önemlidir. Bundan fazlası sivil itaatsızlık sınırlarını aşıyor, dolayısıyla da istenilmez sayılıyor. Bir başka deyişle rejimin Sağ muhalefeti, tam da sağcı olduğundan devrime de muhaliftir.
Buna karşı Komünist-İşçi Partisi devrimin bayrağını yükseltmektedir. Biz insanların, işçilerin, kadınların ve gençlerin en geniş ölçekte mücadele alanına katılmalarını istiyoruz. Biz İslam Cumhuriyeti’ni insanların devriminin gücüyle devirmek istiyoruz. Bu yüzden rejimi devirme hareketini güçlendirmeyi, saflarını daha güçlü biçimde örgütlemeyi, sloganlarını ve ereklerini saydamlaştırmayı görevimiz olarak kabul ediyoruz.
Siyasi Büro’nun yakın zamanda onayladıkları bu yönde atılmış bir adımdır. Bildirge’de sözü edilen tasarılar, konseyleri gelecekteki rejimin belirlenmesinin en yetkili organı olarak ortaya atmak ve Siyasal Özgürlükler Bildirgesi rejim karşıtı harekete hizmet etmektedir. Bu önlemler olumlu biçimde insanların yönetimi belirlemeye katılmalarının önkoşullarını (siyasal özgürlükler) ve biçimini (konseyler) açıkça tanımlıyor ve bu yolla referandum veya kurucu meclis gibi önerilerin rejim karşıtı hareketin ve sonal olarak devrimin önüne çıkardığı engelleri ve bulanıklıkları yok ediyor. Referandum veya kurucular meclisi açıkça oy sandığını devrime alternatif olarak öne çıkarıyor. Bu, farklı düzeylerdeki mücadeleleri ve direnişleriyle hergün İslam Cumhuriyeti’ne hayır diyen insanların isteğine saygısızlıktır, bu istence karşıdır, İslam Cumhuriyeti’nin oylama yoluyla yok edilebileceği kuruntusunu yaymaktadır. Referandum da tıpkı “şiddette başvurmayın” ve “sivil itaatsizlikten öteye gitmeyin” gibi insanların mücadelelerini sakatlayan ve sınırlayan bir slogandır ve yukarıdan oyunların, entrikaların ve darbenin önünü açmaya yarar. Tam da insanların gelecekteki yönetimin biçimini belirlemelerini önlemek için devrimin yerine oy sandığı öneriliyor. Referandumun pratikteki anlamı “rejimi oy sandığıyla devrimek” değil “rejimi devirmeye yönelik devrimci hareketin önünü kesmek ve bu hareketi çarpıtmak”tır. Oy sandığı devrime karşı bu harekete albenili bir görünüm vermeye yöneliktir.
Konsey temsilcileri oturumu tasarısı bu oyunun tümünü bozuyor. Bu tasarının hemen bugün gerçekleşebileceği anlamında değil insanların rejimin biçimini belirleme aracı olarak referandumu hemen bugün yetkisiz kıldığı ve bu sloganın biricik gerçek işlevi olan gündelik kullanım değerini etkisizleştirdiği için. Konseylerin insanların ufkuna yerleştirdiği yol siyasal yazgılarına sürekli ve örgütlü biçimde müdahale etmeleridir, bu devrimin yoludur. Referandumun önerdiği yol ise oylamada tek bir oya indirgenmiş bireyin bütünsel yetkisizliği ve haktan yoksunluğudur, bu oyunbazlık, entrika ve İslami rejimin bütünsel parçalanışını önleme yoludur. Sağ muhalefet siyasal ereklerini tabii ki halk ve demokrasi adına ilerletmek zorundadır. Bu insanların ve rejim karşıtı hareketlerinin günümüzdeki İran’ın siyasal gelişmelerini belirlemedeki başka bir etkisidir. Rejimin kanatları bile insanlara insanlar adı altında karşı gelmekteler. Siyasal Özgürlükler Bildirgesi bu iddiaların ölçütüdür. Bu belge insanların ve siyasal partilerin siyasete özgürce ve güvenli biçimde katılmalarının önkoşulları konusunda tüm muhalefetin ve toplumun önüne açık ve saydam bir görüntü yerleştiriyor. Özgürlükler Bildirgesi hem halkın gerçek dostlarını tanımanın bir ölçütüdür hem de insanların rejim karşıtı hareketlerine siyasal özgürlüklere ilişkin açık bir kavrayış ve ufuk sunan bir bayraktır. Özgürlükler Bildirgesi insanların açısından baskının eleştirisi ve onların siyasal diktatörlük ve hukuksuzluğa hayır demelerinin derinleştirilmesidir. Bu, bizim partimizin programının bir bölümüdür, başından beri hem İslam Cumhuriyeti’nin Ortaçağ baskısına hem de 2 Hordadçı yarım yamalak muhalefetine yönelttiğimiz derin eleştirimizin bir parçasıdır. Günümüzde dinle devletin ayrılması, siyasal tutsakların özgür bırakılması, koşulsuz düşünce ve ifade özgürlüğü gibi bu taleplerden bazıları insanların mücadelelerinin sloganına dönüşmüştür ve bazı muhalefet güçleri tarafından da kabul edilmiştir. Siyasal Özgürlükler Bildirgesi’nin ilanı bu yönde atılmış bir başka adımdır. Bu, insanların beklenti düzeylerini yükseltme ve insanların rejim karşıtı hareketlerine siyasal özgürlükler konusunda öne sürülen her türlü genel, bulanık ve kuruntulu kavrayışa karşı bağışıklık kazandırma yönünde atılmış bir adımdır. Biz, özgürlükçü olduklarını ve insanların haklarını savunduklarını iddia eden bütün muhalefet güçlerini bu bildirgede dile getirilenlere taahütlerini bildirmeye çağırıyoruz. Rejimin devrilmesini ve insanların gelecekteki rejimin biçiminin belirlenmesine katılmalarını gerçekten isteyen herhangi bir siyasal hareket Siyasal Özgürlükler Bildirgesi’ne karşı olamaz veona ilgisiz kalamaz. Muhalefet güçlerinin bu bildirgeyi savunmaları ve ona taahütleri insanların rejim karşıtı hareketlerinin çarpıtılmasının yolunu kapatacaktır ve bu hareketi güçlendirecektir.
İnsanların diledikleri siyasal düzene ulaşmalarının en kısa ve en pratik yolu yığınsal bir devrimdir. Partimiz bu devrimi biçimlendirmek ve ona öncülük etmek için mücadelenin farklı alanlarında birçok görevin üstesinden gelmekle yükümlüdür. Konseyler oturumu tasarısı ve Siyasal Özgürlükler Bildirgesi partimizin bu yönde ileriye doğru attığı bir adımdır.
Hamit Taqvai İran Komünist-İşçi Partisi Merkez Komitesi Başkanı’dır.
Bu yazı ilk kez 27 Aralık 2002’de Enternasyonal Haftegi, sayı 139’da Farsça yayımlandı.
Leave a reply