İran’da İşçi Sınıfının Durumuyla İlgili Şahla Daneşfar’le Söyleşi
Soru: İran’da işçi sınıfının egemen sınıflar karşısındaki pozisyonu nedir?
Şahla Daneşfar: İslam Cumhuriyeti’nin egemenliği dönemi tüm işçiler için zorlu bir dönem olmuştur.
Bu rejimin yaşamı boyunca işçi sınıfı baskıya ve şiddette maruz kalmıştır. Bu baskı bütün işçilere tam bir yokluk dayatmakla eşzamanlı gerçekleşmiştir. Her geçen gün işçilere daha çetin koşullar dayatılmaktadır. Özellikle son üç yılda işçilerin ücretlerinin ödenmemesi toplumda sıradan, sürekli uygulanan bir duruma dönüşmüştür. Birçok fabrika kapanma noktasına gelmiş işçileri ya işsiz kalmışlar veya belirsizlikle boğuşmaktadırlar. Birçok yerde aylarca, hatta bazı yerlerde iki yılı aşkın süreden beri işçiler hiç bir ücret alamamaktadırlar. Devletin yayımladığı bir rapora göre 1270 üretim biriminin işçileri 1 ila 28 aylık ücretlerini alamamışlardır. Yine aynı rapora göre devlet yedi yıllık bir süre içinde çalışan 1 milyon 840 bin işçiyi işsiz bırakmıştır. Üretimin sürdüğü ve işçilerin daha istikrarlı bir konumda oldukları iş kollarında, örneğin büyük endüstri merkezleri ve işçilerin yoğun olduğu bölgelerde ise işten çıkarılma tehlikesi ve işçilerin öteki kesimlerine uygulanan baskılar işçilerin mücadelelerinde daha temkinli olmalarına neden olmaktadır.
Tüm bunların yanında İran işçilerinin örgütlenme ve grev hakkından yoksun olduklarını, aylardır ücret alamayan işçi sokağa çıktığında rejimin vahşice saldırısı ve baskısıyla karşılaştığını unutmamak gerekir. Böyle bir durumun son örneklerinden biri 21 Nisan tarihinde İran’ın kuzeyinde Behşahr Tekstil işçilerinin gösterisiydi. O gün rejim Reşt ve Behşahr’e yakın öteki kentlerden takviye güçler gönderip göstericilerin safına saldırıda bulundu, gösteri rejimin kolluk güçleriyle halkın yeni bir çatışmasının sahnesine döndü. Aynı gün rejim askeri helikopterlerini Tahran’dan Behşahr’e yolladı ve kentte gerçekte sıkıyönetim uyguladı. Ancak tüm bu saldırılara karşın ertesi gün işçiler yeniden sokaklara döküldü, taleplerinin yerine getirilmesini ve 28 aydır ödenmeyen ücretlerinin verilmesi gerektiğini haykırdı.
Günümüzde İran’da tanık olduğumuz durum budur. Ancak rejimin sürekli ve sistematik olarak işçilere saldırısına ve baskısına karşın işçilerin sürekli direnişlerine tanık oluyoruz. Ödenmeyen ücretler, işsizlik ve pahalılık çevresinde gelişen eylemler bu durumun kurbanı olan işçilerin günlük yaşamlarının bir parçasına dönüşmüştür.
Soru: Sınıflar mücadelesinin şiddeti ve düzeyi nedir?
Şahla Daneşfar: Son birkaç yılda toplumda siyasal mücadelenin büyümesi ve siyasal gelişmelere bağlı olarak işçi mücadelesi de bir gelişme sürecine girdi. Ancak büyük, çalışan işçi kesimleri henüz bu mücadeleye katılmış değillerdir. Sürmekte olan direnişler genelde rejimin rutin saldırılarına karşıdır ve üretimleri durma noktasına doğru giden merkezleri kapsamaktadır. Ancak önceki soruda da belirttiğim gibi rejimin işçilerin yaşamına ve geçimine geniş çaplı saldırısına ve bir milyonu aşkın işçinin aylarca hatta bir yıldan fazla maaş alamayışına karşın, işten çıkarmalar ve işsiz bırakma sürekli tehlikesine karşın bu sorunlarla boğuşan işçi kesimlerinin sürekli direnişlerine tanık oluyoruz. Bu mücadeleler toplumdaki direnişin ve itirazın sürekli alanlarından biridir. Bu direnişlerin çapı her geçen gün artmaktadır ve İran’daki kaynayan siyasal durum bu mücadelelere daha büyük potansiyeller kazandırmaktadır. Özellikle halkın her hareketi ve direnişi desteklediği bir durumda bu direnişler kentsel veya bölgesel ayaklanmalara dönüşme potansiyeli elde ediyorlar ve bazı durumlarda birkaç başka fabrikayı ve kenti arkalarından sürükleyebiliyorlar. Bunun en açık örneklerinden biri Behşahr’deki 15 Nisan gösterisiydi. Burada halk Behşahr Tekstil işçilerin safına katıldı ve direniş bir kentin İslam Cumhuriyeti’ne karşı hareketine dönüştü. Rejimin medyası bu hareketi Behşahr Bunalımı olarak adlandırdı. Bir başka örnek geçen yıl kış sonlarında Ahvaz Boru işçilerinin direnişiydi. Ahvaz’da 300 işçi ödenmeyen ücretlerinin ödenmesi isteğiyle yürüyüşe başladı ve halkın katılımıyla binlerce kişi sokaklara döküldü.
Öyleyse günümüzde İran’daki işçi direnişlerinin önemli bir siyasal etken olduğunu, sürmekte olan işçi direnişlerinin önemli bir siyasal konuma sahip olduklarını söyleyebiliriz. Özellikle son aylarda işçi eylemlerinde önemli bir artış söz konusudur, devlet medyası bile 80’den fazla işçi direnişinin haberini yansıtmak durumunda kalmıştır. İran’daki baskı ve sansürü göz önünde bulundurduğunuzda bunun sansür bariyerini kırabilen ve devlet medyasında ve gazetelerinde yansıyabilen işçi eylemlerinin sadece küçük bir bölümü olduğu ortaya çıkıyor. Bu direnişlerin ve hareketlerin boyutu kimi zaman manşetlere taşınacak büyüklükte olabilmiş toplumun tartıştığı en önemli konuya dönüşmüştür.
Soru: İşçi mücadelesi hangi sorunlar çerçevesinde patlak veriyor ve hangi biçimlerde ilerliyor?
Şahla Daneşfar: Söylediğim gibi İran’da günümüzde işçi eylemleri genelde ödenmeyen ücretler, ücret artışı, işten çıkarmalar ve işsizlik sigortası ekseninde oluşuyor. Bunun yanı sıra son zamanlarda örgütlenme ve grev hakkı da işçilerin önemli taleplerden birine dönüşmüştür.
Son birkaç yılda işçilerin mücadelelerinde ciddi ilerlemeler sağladıkları söylenebilir. Özellikle iki ayı aşkındır sürmekte olan Behşahr Tekstil işçilerinin direnişi İran’daki işçi direnişlerinde yeni siyasal bir gelişmedir. İşçilerin bu mücadelede birliği ve dayanışması, devletin baskısına ve saflarını bölmek için giriştiği oyunlara ve komplolara karşı dayançları, tüm taleplerini elde etmede ayak diretmeleri ve son olarak işçilerin tüm Behşahr halkının desteğini kazanabilmeleri bu mücadelenin kuvvet noktalarındandır. Bu direniş süresince devlet yetkililerinin nasıl da işçiler karşısında mazlum görünmeye çalıştıklarına, işçilerin tüm alacaklarını ödemeyi düşündüklerini söylemeye zorlandıklarına vb. tanık olduk. Ancak işçiler bu vaatlere teslim olmadılar ve tüm isteklerini elde edene kadar direnişlerini sürdüreceklerini bildirdiler.
Bu hareketin dikkate değer bir başka yönü de Behşahr Tekstil işçilerinin bu direnişten daha birleşik ve daha örgütlü çıkacaklarıdır. Bu noktaya kadar bile bu işçilerle bu kentteki başka fabrikaların işçileri ve kent halkı arasında işçi ilişkilerinin bir ağının oluştuğunu, işçilerin isteklerinin kent halkının gündemine dönüştüğünü söyleyebiliriz. Direnişi ve mücadeleyi iki ay boyunca sürdürmek, direnişin sokaklara ve halka taşınması bu hareketin önemli ilerlemelerindendir ve İran işçileri için büyük dersler içermektedir. Behşahr Tekstil işçileri öteki işçilere, aylardır ücret alamayan işçilere alacaklarını elde etmenin tek yolunun direnmek ve karalılık olduğunu gösterdiler. Behşahr Tekstil işçilerinin hareketi bir bakıma İran işçilerinin direnişlerini örgütleyip gerçekleştirmede ilerlediklerini, günümüz koşullarında işçi direnişlerinin potansiyellerini göstermektedir. Şunu söylemeye çalışıyorum: İşçiler günlük mücadelelerinin içinde, günlük oturumlar düzenleme ve bu oturumlarda kararlara varmak yoluyla ve direnişlerinin boyutunu genişleterek her geçen gün daha güçleniyorlar, daha örgütlü ve daha birleşik oluyorlar.
Ayrıca şunu eklemeliyim: İşçi direnişleri vardır ve her geçen gün artmaktadır. Bu direnişlerin sesini İran ve dünya işçilerinin kulağına ulaştırmak gerekir. Tüm olanaklar kullanılarak bu direnişleri desteklemek gerekir.
İran Komünist-İşçi Partisi İran’daki 1 milyon işçinin ödenmeyen ücretler eksenindeki mücadeleleri ve halen sürmekte olan Behşahr Tekstil işçilerinin direnişi çerçevesinde uluslararası bir kampanya başlatmıştır. Bu kampanyanın ereği gerek İran’da gerek uluslararsı ölçekte bu direnişlere destek yaratmaktır, şimdiye kadar dünyanın farklı ülkelerindeki işçi sendikalarından bu kampanyayı destekleyecek birçok olumlu yanıt aldık. Tüm özgürlükçü insanları ve işçileri bu kampanyaya katılmaya ve işçilerin bu haklı mücadelelerini desteklemeye çağırıyoruz.
27 Mayıs 2003
Şahla Daneşfar İran Komünist-İşçi Partisi Merkez Komitesi üyesidir.
Leave a reply