Recm (Taşlayarak Öldürme) Cezasının Durdurulması Hareketimizin Bir Adım İlerlemesidir

 

mina_ahadi

İran İslami Rejiminin Recmden Geri Adım Atması Konusunda

Haftegi’nin Mina Ahadi’yle Söyleşisi

Haftegi: Basın yayın organları İran’da recm (taşlayarak öldürme) cezasının durdurulduğu haberini verdiler. Konu tam olarak ne? Sizce Recme Karşı Uluslararası Komite’nin İslam Cumhuriyeti’nin geriye adım atmasındaki payı ne?

Mina Ahadi: Konu şu: İslam Cumhuriyeti İran içindeki halkın itirazı ve uluslararası alandaki muhalefet sonucunda geri adım attı ve şimdilik recm uygulamasına son verdi. İslam Cumhuriyeti’nin mollaları ve yetkilileri arasında geri çekilme biçimi ve bu gerilemeye uygun şer’i bir kılıf uydurmak konusunda büyük tartışmalar sürmektedir. Bu daha recm yasasının resmen lağvı anlamına gelmemektedir, şimdilik sadece recm cezalarının uygulanmaması ve yeni recm cezaları verilmemesi ile sınırlıdır.

Recm cezalarının durdurulması veya İslam Cumhuriyeti’nin geriye attığı herhangi bir adım başta İran halkının mücadelesine, siyasal İslam’ı ve dini açıkça ve ödün vermeksizin eleştiren ve çeşitli cephelerde İslam Cumhuriyeti’ne karşı mücadelesini sürdüren hareketin etkinliğine dayanmaktadır. Recme karşı mücadelede de işçi komünizmi hareketi ve Komünist-İşçi Partisi mücadele safının önünde yer almaktadır. Bu anlamda rejimin geriye attığı bu adım bu belirli hareketin bir kazanımıdır.

Recme Karşı Uluslararası Komite’ye gelince: Bu örgüt uluslararası çapta özel olarak recme karşı mücadele eden tek örgüttür. Bizim recm ve insanlık karşıtı İslami yasalara karşı mücadelemizin geçmişi bu yasaların onaylandığı döneme dayanır. Recme Karşı Uluslararası Komite ise üç yıl önce kuruldu, bu süre boyunca insanlık dışı recm yasasının lağvedilmesi ve kurbanlarının yaşamının kurtarılması için uluslararası ölçekli büyük, etkili toplumsal bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Bu süre boyunca bizler bir yandan dünya kamuoyunu bu konuda bilinçlendirmek, Avrupa devletleri ve Avrupa Birliği ülkelerine baskı uygulamak ve ilerici örgütler arasında bir çeşit pasifizmin gelişmesine yol açan kültür relativizmi tezini eleştirmek yoluyla bu soruna yoğun bir ilginin yönelmesine neden olduk. Öte yandan çeşitli Avrupa ülkelerinde ve Brüksel’deki Avrupa Birliği binası önünde onlarca miting ve gösteri düzenlemek, uluslararası medyanın sansür duvarını yıkmak ve konuyla ilgili çok sayıda söyleşi gerçekleştirmek, panel düzenlemek veya ilerici örgütlerin ve Uluslararası Af Örgütü’nün düzenlediği panellere katılmak, parlamento üyeleriyle görüşmek, Avrupa Birliği yetkilileriyle çok kez bir araya gelmek ve onların bu konudaki siyasetlerini eleştirmek bizim recme karşı uluslararası çabamızın başka bir bölümünü oluşturdu. Son birkaç yılda birçok başarılı ve ses getiren uluslararası kampanyamız oldu: Bunlar arasından Maryam Ayubi’nin yaşamını kurtarmak için gerçekleştirilen uluslararası çapta kampanyamız (ne yazık ki Maryam Ayubi kuratıralamadı ve İslam rejimi canilerince taşlanarak katledildi), Nijerya’da Dünya Güzellik Yarışması’nı boykot çağrımız, Viyana’da aktivistlerimizin recmin gerçekleştiği ülkelerin büyükelçilikleri karşısındaki gösteri ve yürüyüşleri, Sudan, Pakistan ve Nijerya elçileriyle görüşmeler veya Komite üyesi Nazmiye Halvaşi’nin recme karşı Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyüşünden söz edilebilir. Enternasyonal Haftegi’nin okurlarının Aralık ayında Heinrich Böll Vakfı tarafından gerçekleştirilen, benim ve Komite üyesi Viyanalı Bayan Yutta Sandra’nın konuşmacı olarak çağırıldığı konferanstan, ayrıca Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın benim eleştirilerime karşı savunmasından haberleri vardır. Ayrıca yine Aralık ayında Avrupa Birliği yetkilileriyle Brüksel’de görüşmelerimizi, kendilerinin heyetimizi sıcak ve samimi biçimde karşılamalarını ve İslam Cumhuriyeti’ne baskı uygulamak konusunda bize verdikleri sözleri biliyorlardır. Bütün bunlarla birlikte İslami rejimin bütünsel çıkmazı ve İran içindeki insanların geniş çaplı itirazları ve mücadeleleri bütünü Avrupa Birliği’nin daha sert bir tavır takınmasına neden oldu. İslam Cumhuriyeti işte bu zayıf konumundan dolayı geri çekilmek zorunda kaldı.

Haftegi: Özellikle İslami rejimin geri adım atmasından sonra Recme Karşı Uluslararası Komite’nin ve başta kendinizin etkinliklerini ve konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mina Ahadi: Bu komite artık bilinen ve saygı duyulan uluslararası bir kurumdur. Bu geniş çaplı uluslararası etkinlikler sonunda, büyük propaganda ve açıklayıcı hareketlerin yanısıra siyasal İslam ve İslami terörizmin, Batı devletlerinin genelde İslami terörizm özelde İslam Cumhuriyeti’yle flört siyasetlerinin eleştirilmesi sonucunda gerçekleşti. Biz bu komitede İslam dini ve bütün öteki dinleri eleştirdik, İslam ve siyasal İslam’a ödün vermedik ve doğrudan halkla temas kurduk. Batı medyasının Batılı devletlerin çıkarları doğrultusunda toplumda yaydığı yanlış görüntüyü eleştirmeye ve bu toplumların gerçeklerini insanlara anlatmaya çalıştık. Etkinliklerimiz dünya çapında büyük ilgi ve saygıyla karşılandı. Günümüzde Komite örgütlerin ve kurumların, yazarların ve araştırmacıların, kadın hakları aktivistlerinin, Uluslararası Af Örgütü’nün ve öteki uluslararası kuruluşların başvurdukları önemli bir merkeze dönüşmüştür. Faaliyetlerimizi insanlık karşıtı İslami Kısas yasalarının bütünüyle lağvına kadar, recm ve idam cezalarının bütünüyle ortadan kaldırılmasına kadar sürdüreceğiz. Aynı zamanda dünyanın neresinde olursa olsun bu korkunç cinayetin, insanların recm edilmesinin faillerinin yargılanmaları ve cezalandırılmalarını istiyoruz. Recm hükmünü verenler insanlığa karşı suçtan yargılanıp cezalandırımalıdırlar. Aynı nedenlerden dolayı İslam Cumhuriyeti yetkilileri yirmi dört yıl boyunca birçok insanın recm edilmesini emrettiklerinden yargılanıp cezalandırılmalıdırlar.

Haftegi: Cemile Kadivar ve rejimin öteki bazı 2 Hordadçı unsurları recmin durdurulması konusunda bazı noktaları ortaya attılar. Bu kişilerin söylediklerinin içeriği neydi, bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

Mina Ahadi: 2 Hordadçılar kadın haklarının durumunun olumsuz olduğunu, geri adım atmaya boyun eğilmesi gerektiğini söylemek zorunda kaldılar. Bir yandan İran’da İslam Cumhuriyeti’nin kadın düşmanı yasalarını eleştiren geniş ölçekli bir kadın hareketinin bulunması öte yandan terörist İslami rejime karşı uluslararası itirazların bütünü, özellikle de insanlıkdışı recm cezasına duyulan nefret bunları köşeye sıkıştırdı. Avrupa Birliği’nin itiraz sesini yükseltmesinin ekseni olan recm konusunda İslami rejim özellikle geri adım atmak zorunda kaldı. Bunların uslamlamasına göre recm vahşice, insanlık karşıtı, geri bir ceza olduğundan dolayı değil İslam Cumhuriyeti’nin uluslararası görüntüsünü kurtarmak ve iyileştirmek için ve rejimin yaşamını sürdürmesini sağlamak için değişime boyun eğmek kaçınılmazdır. Hatemi’nin Kültür ve Propaganda Bakanı Muhacerani iki yıl önce İslam Cumhuriyeti’ne karşı uluslararası kamuoyunu kışkırtmamak için recm cezalarının gözlerden ırak yapılmasını salık vermişti. Şimdi ise Muhammed Rıza Hatemi, Cemile Kadivar ve İslami rejimin öteki yetkilileri İslam Cumhuriyeti’ni recm yerine idamı kullanması konusunda ikna etmeye çalışıyorlar. Bunlara göre geri çekiliş İslami rejimin temellerini sarsmayacak biçimde gerçekleştirilmelidir.

Recm İslami rejimin ve siyasal İslam’ın temel dayanaklarından biridir. Bu cephede geri çekiliş hesaplanmadan yapılırsa bu yapıda ciddi sarsıntılara yol açabilir, 2 Hordad bu sarsıntının olabildiğince hafif olmasını sağlamaya çalışıyor. Bu arada BBC, Fransa Sesi Radyosu, İsrail Radyosu vb. sağcı medya organlarının çabası bunca iç ve uluslararası mücadele ve baskıyı ve Recme Karşı Uluslararası Komite’nin çabalarını görmezden gelip ve sonucunu Cemile Kadivar gibilerinin hanesine yazmaktır. Evlilik dışı cinsel ilişkiyi idamla cezalandırmayı savunan Bayan Kedivar bunlara göre kadın ve insan hakları kahramanıdır, bu değişiklikler de güya bu Zeynep Bacılar ve Tahran ile Kum’daki mollaların kadın akranlarının çabası sonucunda gerçekleşmektedir. Bu yayın organları şerefsizliği ve yüzsüzlüğü son noktasına vardırdılar. Cemile Kadivar şahsı dahil İslami rejimin kadın veya erkek tüm yetkililerinin kadınlara ve İran yurttaşlarına karşı İslami rejimin cinayetlerinin suç ortağı olduğu ortadadır.

Haftegi: Uluslararası alanda recme karşı rutin faaliyetleriniz dışında rejimin geri adım atmasından sonra İran konusunda hangi adımları ve etkinlikleri gündeminize aldınız?

Mina Ahadi: İran’daki bir sonraki adımımız İslami rejime ve Avrupa Birliği’ne recmin resmen ve açıkça lağvedildiğinin ilan edilmesi için baskı olacaktır. İslam Cumhuriyeti evlilik dışı cinsel ilişkinin cezalandırmasından söz ediyor, şimdi de recmin yerine idamı yerleştirmek niyetindedir. İslami yönetimin reform edilebilirlik sınırı, İslami insan hakları işte budur! Bizim savunduğumuz şey ise yetişkinler arası cinsel ilişkinin kişilerin özel yaşamı olduğu, hiçbir kişi, kurum veya kuruluşun bırakın bunu cezalandırmayı buna müdahale etme hakkına sahip olmadığıdır. Biz İslami ceza yasalarının lağvını istiyoruz; kırbaçlamaktan recm ve idama kadar. Bu yüzden mücadelemizi var gücümüzle sürdüreceğiz. Biz bunları deşifre etmediğimiz taktirde Avrupa Devletleri recm yerine idamla yetinecekler ve Hatemi yönetimi altında insan hakları ve demokrasinin gelişmesinden dem vuracaklardır. Buna izin vermeyeceğiz, bunun için mücadelemizin bir yönü de Avrupa devletlerine baskı uygulamak olacaktır.

Önemli bir talebimiz daha son yirmi dört yılda birçok insanı recm ettirdikleri için İslam Cumhuriyeti yetkililerinin uluslararası mahkemelerde yargılanıp cezalandırılmalarıdır. Şu anda Lahey’de uluslararası bir mahkeme kurmakla ilgileniyoruz, bunun haberi Pazartesi günü Farsça internet sitelerinde yer aldı. Bu haber Komite’nin Avusturyalı aktivisti Yutta Sandra tarafından Berlin’deki 10 Aralık tarihli konferansında açıklandı. Bayan Sandra konferanstaki konuşmasının giriş bölümünde “bu mahkeme düşüncesini ilk kez Recme Karşı Komite’nin sorumlusu ortaya attı, Komite’nin Avusturya Grubu olarak bizler onun bu isteğine karşılık bu uluslararsı mahkemenin örgütlenmesi ve gerçekleşmesi için Komite’nin koordinatörü Mina Ahadi’nin gözetiminde bu çalışmaları sürdürüyoruz” demişti. “Emruz” adlı internet sitesinde Bayan Sandra’nın Recme Karşı Uluslararası Komite’ye gödermede bulunan bu sözleri tabii ki kırpıldı! Her ne olursa olsun Recme Karşı Uluslararsı Komite İslami rejimin yöneticilerinin uluslararası mercilerce yargılanmaları ve cezalandırılmaları talebini dünya kamuoyuna iletmeye ve bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır.

İlk Kez Enternasyonal Haftegi, 3 Ocak 2003 tarihli sayı 140’da Farsça yayımlandı.

Mina Ahadi İran Komünist-İşçi Partisi Merkez Komitesi üyesi ve Recme Karşı Uluslararası Komite’nin koordinatörüdür.

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *