Kadın Düşmanı Gelenekler ve Yasalara Karşı İtirazınızı Yükseltın!
15 Yaşında Genç Bir Kızın Burnu Kesildi
12 yaşındayken 23 yaşında bir adamın tecavüzüne uğradı. Rahile G. Türkiye’de doğdu. Ona tecavüz etmek yaşamı bütün güzelliğiyle deneyimleyebilecek bir kız çocuğunun bedenine ve kişiliğine değil bir ailenin namusuna tecavüz etmek olarak değerlendiriliyor. Daha çocuk yaşında kendisini ve ailesinin namusunu koruması gerektiğini öğrenmişti. Kendinden birkaç kat daha büyük bir adamın ayakları altında çiğnenirken her şeyden çok ağabeyisinden ve babasından korkuyordu. Bu korkunç olay başından geçtikten sonra kime sığınacağını bilemiyordu. Toplum, devlet, ötekiler ve çevresindekilerden hiç biri ona yardım etmek için adım atmadı. Türkiye’de her gün çok sayıda kadın aile içi şiddet ve töre cinayetlerine kurban gidiyor.
Tecavüze uğrayıp “kutsal” bekaret zarını yitirdikten sonra ailesi ve çevresindekiler onu öldürmediler. Ona bıçakla saldırmadılar. Yalnızca Rahile’yi ona vahşice saldırıp tecavüz eden adamın evine yolladılar. Rahile nefret ettiği adamın karısı oldu. Rahile’yi, gördüğünde tüyleri korkuyla diken diken olup ürperen adama nikahladılar. Öyle ya, o ailenin namusuydu, bu olay bir yolu bulunup bitirlmeliydi. O bir insan değil, özel bakım gereksinen solan bir çocuk değil bir biçimde silinmesi gereken bir lekeydi.
Ona tecavüz eden, şimdiyse kocası olan adamla üç yıl yaşamak onun için tam bir cehennemdi. Daha sonra kocası 7 yaşında bir erkek çocuğuna tecavüz suçundan tutuklanıp tutukevine yollandı. Bu kez Rahile kayınpederi ve kayinbiraderlerinin tutsağı oldu. Çünkü şimdi başka bir ailenin namusu sayılıyordu.
Bu kez yeni sahipleri ondan kuşkulanmaya başladılar. Onun yabancı erkeklerle konuşmasını uygun bulmuyorlardı. Babasının evine uğramasını hoş karşılamıyorlardı. Sonunda evden çıkıp daha sonra döndüğü bir günde ellerini ve ayaklarını bağlayıp yaşamdan daha fazlasını istememesi ve ibret-i alem olması için burnunu kestiler. Rahile evin dört duvarı arasında tutsak kalmalıydı. Evdeki erkeklerin sözünü dinlemeyi öğrenmeliydi. Gerici, kadın düşmanı geleneklere boyun eğmeliydi.
Bu cinayet İslamzede ülkelerde, geri kalmış, aşiretçi, kadın karşıtı ve dini kültürler ve göreneklerde kadınlara karşı uygulanan cinayetlerin bir örneğidir. Rahile’ye yapılan bu canice ve barbarca saldırı her yerde deşifre edilip kınanmalıdır. Kadınlar İslam dininde ve kadın karşıtı, gerici kültürlerde erkelerle eşit insanlar olarak değil onların mülkü sayılmaktadırlar. Kadınların gelenekler, kurallar ve yasalarda belirlenen çerçevenin dışına çıkması şiddetle karşılanmaktadır. İdam, recm (taşlayarak öldürme), töre cinayetleri, saldırı, taciz, evde tutsaklık ve şimdi de önceki yıllarda Irak Kürdistanı’nda iki örneğine tanıklık ettiğimiz burun kesme kadınlara karşı bu açık canice saldırıların örnekleridir.
Bütün ilerici kişiler, insan ve çocuk hakları savunucusu kurum ve kuruluşlar bu vahşice saldırıyı şiddetle kınayıp gerici gelenekler ve yasaların kadınların yaşamına müdahalesine karşı geniş çaplı toplumsal bir mücadele başlatmalıdır. İran, Irak, Afganistan, Türkiye, Suudi Arabistan, Pakistan, Kuveyt ve öteki bölge ülkelerinde milyonlarca kadın siyasal İslam ve İslamcı terör ve gerici gelenek ve göreneklerin yaşamlarına el atmasının kurbanıdırlar. Her gün binlerce kadın, kadın karşıtı yasaların, kör fanatizmin, namus bekçiliğinin ve ataerkilliğin kurbanı oluyor. Kadınlara karşı bu iğrenç, insanlık dışı davranışlara karşı direnmek gerek.
Biz 15 yaşındaki Rahile’ye karşı bu canice saldırıyı şiddetle kınıyor, ona özel bakım ve koruma sağlanmasını, tedavisi için ivedilikle her türlü girişimin yapılmasını istiyoruz.
Mina Ahadi
Recme Karşı Uluslararası Komite’nin Koordinatörü
4 Mayıs 2005
Leave a reply