Trump’ın Kışkırtıcı Kudüs Siyasetini Kınıyoruz!

Trump’ın Kışkırtıcı Kudüs Siyasetini Kınıyoruz!

 

ABD Başkanı Donald Trump kışkırtıcı bir adım atarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak resmen tanıdı ve ABD Büyükelçiliği’nin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması talimatını verdi. Bu, Doğu Kudüs’ü Filistinlilerin işgal altındaki topraklarının parçası sayan ve İsrail’in buradaki herhangi bir müdahalesini yasa dışı ilan eden şimdiye kadarki BM karalarının açıkça çiğnenmesidir. Trump’ın bu adımı yakın gelecekte Orta Doğu’da barışın tesis edilmesine bütün kapıların kapatılması ve İsrail’e komşu bağımsız, eşit haklara sahip Filistin Devleti’nin tanınması umudunun bütünüyle söndürülmesi anlamına gelmektedir.

 

ABD yönetiminin bu adımı Orta Doğu’da yeni bir gerici çekişme ve savaş çevrimini başlatacak, gerici terörist İslamcı gruplar için “tanrının lütfu” niteliğinde olacaktır. Bu çekişme şimdiden başlamış, insani kayıplara yol açmıştır.

 

Elli yılı aşkın bir süreden beri Filistin halkının, yaşama hakkından olağan insani bir yaşam sürme hakkına dek, en temel hakları İsrail Devleti tarafından en şiddetli biçimde bastırılıp ayaklar altına alınmaktadır. Bu halkın büyük bir bölümü Filistin bölgelerinin işgali, toplu kıyım, devlet baskısı ve terörizmi yüzünden yaşadıkları bölgelerden sürülmüş, başka bir bölümü insanlık dışı koşullarda tutsak edilmiş veya ikinci sınıf yurttaş olarak yaşamaktadır.

 

Ancak Filistin halkının yaşamı yalnızca İsrail Devleti’nin külhanbeyliği ve baskısına maruz kalmadı. Bu halkın yazgısı iki taraftan ultra gerici devletlerin, nasyonalist, etnisist, mezhepçi ve İslamcı parti ve örgütler arasındaki güç savaşının oyuncağına çevrilmiştir. Bir tarafta, Filistin halkına karşı siyasetlerinin temelde ABD ve Batılı devletlerce onaylanan etnik-dinci, yayılmacı ve işgalci İsrail Devleti yer almaktadır. Öteki tarafta, Filistin halkının hak yoksunluğunu nefret, kin ve kör anti-semitist siyaseti yaymak, nefret ve kine kök saldırmak için kullanan gerici, despotik Arap Devletler, nasyonalist ve İslamcı terörist hareketler yer almaktadır. Bu duruma son vermek gerekir. Filistin ve İsrail halklarının savaş, katliam ve güvensizlik kısır döngüsünden kurtulmaları seküler, mezhep ve etnisiteye dayanmayan bir sistemin kurulmasına, ırkçı, İslamcı ve etnisist güçlerin defterinin dürülmesine bağlıdır.

 

Kalıcı, adil barış Filistin ve İsrail’deki özgürlükçü insanların talebidir. Ancak Filistin’de gerçek barış derinlikli ve kapsayıcı bir insancılık ve eşitlikçilik temelinde, her türden ırkçılık, kavimcilik, etnisist, dinci, baskıcı ve külhanbeyce siyasetlere karşı ve Filistin’in bağımsızlığının resmen tanınmasıyla gerçekleşebilecektir.

 

Filistin halkının hak yoksunluğuna ve baskı altında tutulmasına son verilmelidir. Bu, bu çekişmenin her iki tarafındaki özgürlükçü, eşitlikçi ve uygar insanlığın görevidir.

 

Komünist-işçi Partisi dünyadaki bütün özgürlükçü insanlarla omuz omuza ABD ve İsrail devletlerinin bu adımının Filistin halkının resmen tanınmış haklarına karşı kışkırtıcı ve saldırgan bir adım ve yıkıcı siyasal etkilere yol açan bir siyaset olarak şiddetle kınar.

 

İran Komünist-işçi Partisi

9 Aralık 2017

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *