İran Komünist-İşçi Partisi’nin Ortadoğu Bunalımı ile İlgili Bildirisi Teröristler Savaşının Yeni Perdesi

İran Komünist-İşçi Partisi’nin Ortadoğu Bunalımı ile İlgili Bildirisi Teröristler Savaşının Yeni Perdesi

 

Özgürlükçü Dünya Kamuoyu Birleşerek Terörizme ve Militarizme Karşı Ayağa Kalkmalı!

 

Teröristler bir kez daha Ortadoğu’yu topyekun bir patlamanın eşiğine sürükledi. Filistin ve güney Lübnan’ın yoksun halkı ve Hayfa’daki masum insanlar İsrail devlet terörizmi ve İslami terörizm mengenesine sıkışarak kurban vermektedir. Ne mağdurlar, ne sığınmacılar, ne bodrumlarda ve okullarda mahsur kalanlar, ne aç çocuklar, ne de ölenlerin ve yıkılmış evlerinin başında ağıt yakanlar bu savaşın neyle ilgili olduğunu bilmiyorlar. İsrail devletinin terörizmi ve profesyonel adam kaçırmasının bahanesi görünürde bir İsrail askerinin Filistin’de Hamas güçleri Lübnan’ın güneyindeyse iki askerinin Hizbullah güçleri tarafından kaçırılmasıdır. Hamas ve Hizbullah’ın toplum düşmanı, terörist hareketler olduklarından, Filistin ve Lübnan halkının çıkarları ve istekleriyle bağları ve ilgileri bulunmadığından kuşku duyulamaz. Ancak bu güçlerin terörizmini ve cinayetlerini gerekçelendiren ve bunların güçlenmesine neden olan şey İsrail devletinin cinayetleri ve on yıllardır yurtsuzlaştırılan yoksun Filistin halkına uyguladığı baskıdır. Buna karşılık terörist İslami hareketler İsrail’in savaş politikasını, militarizmini ve devlet terörizmini sürdürmesinin zeminini oluşturuyor. İsrail devleti militarist tecavüzlerini sürdürmek ve gerekçelendirmek için Hamas ve Hizbullah’a gereksinim duymaktadır; bölgedeki İslami terörizm de İsrail devletinin politikalarından beslenmektedir. Devlet terörizmi ile İslami terörizm aynı siyaset madalyonunun iki yüzüdür, birbirlerinin varlığını ve sürekliliğini sağlamaktadır.

 

Son Ortadoğu bunalımının ve şimdiye dek yüzlerce kişinin ölümü ve yaralanmasına, büyük yıkıma neden olan savaşın kaynağı İsrail askerlerinin kaçırılması değildir. Savaş halinde iki gücün askerlerinin kaçırılması veya tutsak düşmesi bu boyuttaki terörizmin, militarizmin ve katliamın gerekçesi olamaz. Bu savaş iki uluslararası terörist kampın karşılaşmasının yeni bir perdesidir. Bu, ABD’nin Yeni Dünya Düzeni stratejisi ve “Büyük Ortadoğu Projesi” çerçevesinde terörist güçler arasında yeni bir dengenin tanımlanmasına ilişkin bir savaştır. Filistin’de Hamas ve Lübnan’ın güneyinde Hizbullah Filistin halkının sorununu bölgede güç isteğinin dayanağı yapan siyasal İslam’ın iki cephesidir. Güney Lübnan ve İsrail kentlerinin Suriye devleti ve İran İslam Cumhuriyeti desteğiyle roket saldırısına uğraması siyasal İslam terörizminin Afganistan ve Irak’ta ilerlemesinin ardından açılan yeni bir cephedir. Karşı taraftaysa İsrail devleti, bu kez İslami terörizmle uluslararası karşılaşma genel çerçevesinde ve Batı devlet terörizmi kampının bölgedeki temsilcisi ve sözcüsü sıfatıyla, Filistin halkına karşı her zamanki baskıcı ve yayılmacı siyasetlerini ilerletmek için koşulları uygun buldu ve kısa bir süre tanıdıktan sonra Filistin ve Lübnan halkını bombalamaya ve katletmeye başladı. ABD İsrail’i savunmaya girişti, diplomatik ve enformatik savaşta İsrail’in askeri saldırısı nefsi müdafaa olarak gerekçelendirildi, hatta İslami terörizme karşı uluslararası savaş çerçevesinde yeni bir cephe diye desteklendi. Bir kez daha “şer eksni” sözü yaygınlık kazandı. Buna bağlı olarak bölgede geniş çaplı bir savaş için kamuoyunun hazırlanmasına girişildi. Tarafların savaş propagandası, siyasal ve diplomatik gerekçelendirmelerinden bağımsız olarak bu bunalım ve savaş dünya halkını her geçen gün pençesinde sıkan terörizm ile militarizm arasındaki çekişmenin yeni bir perdesidir. Bu savaşın Filistin, Lübnan veya İsrail’de hakları elinden alınan insanların gönenci, özgürlüğü ve adaletle iğne ucu kadar bir ilgisi bulunmamaktadır.

 

İran Komünist-İşçi Partisi bu gerici savaşı ve ereklerini şiddetle kınar. Bu savaşın kurbanları taraflardan herhangi birinin zaferi veya yenilgisinde hiçbir çıkarları bulunmayan suçsuz insanlardır. Komünist-İşçi Partisi dünya kamuoyunu bu terörist vahşeti durdurmak için uluslararası çapta örgütlü eylem ve direnişe çağırır. Lübnan ve Filistin masum halkının bombalanması ivedilikle durdurulmalıdır. İsrail devletinin askeri tecavüzü şiddetle kınanmalı savaşı durdurması için bu devlete uluslararası düzeyde baskı uygulanmalıdır. Sığınmacılar ve savaş mağdurları için ivedilikle yaşamsal destek, gıda ve ilaç sağlanmalıdır. Bölgedeki İslami terörist hareketler silahsızlandırılıp soyutlanmalıdır. Siyasal İslam’ın Ortadoğu’da yenilgisi bu gerici ve insanlık düşmanı hareketin güçlenmesinin temellerinin ortadan kaldırılmasına bağlıdır. İran’da İslam Cumhuriyeti’nin devrimci yıkımı ve eşit haklara sahip bağımsız Filistin devletinin kurulması terörist siyasal İslam hareketinin marjinalizasyonu ve yenilgiye uğratılmasının iki ana dayanağıdır. ABD ve İsrail devletlerinin “terörizme karşı uzun savaş” siyaseti yalnızca bölgede terör ve gericiliğin güçlenmesi ve süreklileşmesine ve İslami terörizmin güçlenmesine neden olacaktır. Afganistan, Irak, Filistin ve Lübnan bunun örnekleridir. Uygar insanlık bizzat iki uluslararası terörizm kampa karşı birleşerek meydana çıkmalıdır. Günümüzde dünya güvensizlik ve terörizm kabusu içindedir, terör ve katliam tehlikesi dünyanın dört köşesinde sıradan insanların yaşamlarının bir ögesine dönüşmüştür. Terörizmin -ister devlet törörizmi ister başka türlü- her biçiminin yadsınması yalnızca bu karşılaşma ve katliam çevriminde hiçbir çıkarları bulunmayan güçlerin gerçekleştirebilecekleri bir görevdir. Üçüncü Cephe, insanlık, sekülerizm, özgürlükçülük ve evrensel insan değerlerin cephesi, bu barbarlığa karşı alana çıkmalıdır. İran Komünist-İşçi Partisi özgürlükçü insanları, işçileri, ilerici ve insancı güçleri Üçüncü Cephe’de birleşmeye çağırıyor. Dünyadaki ve İslamzede ülkelerdeki insanların büyük çoğunluğu bu durumdan usanmışlardır. Dünyadaki insanların büyük çoğunluğu kendilerini ne bu gerici, militarist devletlerle ne de bu toplum düşmanı, terörist hareketlerle özdeşleştirmemektedir. Bu sessiz çoğunluk temsil edilmelidir. Teröristlerin savaşı, barutu ve katlıamı arasında uygar insanlığın direniş sesi yükseltilmelidir. Üçüncü Cephe’ye katılın ve birleşerek devlet terörizmi ve İslami terörizme karşı sahneye çıkın!

 

İran Komünist-İşçi Partisi

17 Temmuz 2006

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *