Başyazı: Kimden Yana Olunmalı? İran’dan mı Amerika’dan mı?*
Mansur Hikmet
Amerika’nın İslam Cumhuriyeti’ne karşı ekonomik yaptırım uygulaması veya askeri müdahalede bulunması olasılığı bir takım eski zihinsel uğraşıların, duyguların ve terimlerin burjuva muhalefeti içinde yeniden yaygınlaşmasına neden oldu. Bazıları için bu, rejimin çok yakında yıkılacağı yargısı anlamına gelmektedir. “Kimden yana olunmalı?” eski sorusu eskiden solcu şimdilerde demokrat örgütlerin koridorlarında yeniden yankılanmaya başladı. Bu yeni şans oyununu yorumlamalarındaki farklılıklarından ve “yandaşlıkları”nı belirlemelerinden bağımsız olarak bunların zihinlerini ortak bazı varsayımlar biçimlendirmektedir. Gerçeğin ortaya çıkabilmesi için bu varsayımları yıkmak gerekir. Bu hareketlerin çoğunun düşündüklerinin tersine:
-ABD ve Batı İslam Cumhuriyeti’ni devirmek peşinde değildir. İnsan haklarının ihlali ve rejimin halka karşi cinayetleri Amerika’nın umurunda değildir. Sorun İslami rejimin terörizmi veya bu rejimin nükleer silahlar elde edebilmesine ilişkin de değildir. İslam Cumhuriyeti ve “İslami köktencilik” canavarı, oldukça anlaşılabilir nedenlerden dolayı, şimdilik, Sovyetler’in yıkılmasıyla boş kalan, Şer İmparatorluğu ve Batı Medeniyeti antitezi görevlerinin adayıdır. Yükselmekte olan ticari savaşa karşın Batı’da ve endüstüryel dünyadaki siyasal istikrar ve askeri sürtüşmelerden kaçınma ve askeri süpergüç olarak ABD’nin önderliği için fırsatın uygun olması böyle stratejik bir düşmanın varlığını gerektirmektedir. Bugün Batı’nın gündemindeki şey İslam Cumhuriyeti’ni devirmek değil onu bu yeni görünümüyle piyasaya sunmaktır. İslam Cumhuriyeti’ni dövecek aynı eller düşmemesi için kollayacaktır.
-Batı’nın baskısı, özellikle askeri alana taştığı durumda, rejimin ömrünü uzatacaktır. Böyle bir darbe öncelikle rejime, muhalif işçileri ve emekçileri bastırıp siyaset alanının dışına sürme fırsatı verecektir. Yönetimdekiler aşırı sağ, falanjist bir platform temelinde birleşecektir. Ekonomik çıkmazın ve siyasal felçin halk kitlelerinin etkili eylem perspektifini daha olası kıldığı koşullarda askeri müdahale kokuşmuş İslami rejim için bulunmaz bir nimet anlamına gelmektedir.
Biz hem İslam Cumhuriyeti’ni devirmek için hem de dünya çapında gerici yeni düzenin kurulmasına karşı mücadele ediyoruz. İşçi-komünizmi yalnızca işçi devriminin yararından ve özgürlükten “yana” olabilir.
İlk kez Ağustos 1993’te Enternasyonal, sayı 7’de daha sonra Mansur Hikmet’ın Toplu Yapıtlar, Cilt 8, sayfa 129-130, Kasım 1997’de yeniden yayımlandı.
*Bu yazının özgün başlığı “Başyazıdır”. “Kimden Yana Olunmalı? İran’dan mı Amerika’dan mı?” alt başlığı dizinde aramayı kolaylaştırmak için sonradan eklendi.
Leave a reply