ABD Devlet Terörizmi ve İslami Terörizme Karşı Üçüncü Cephe Bildirisi

 

 

Batılı devletlerle İslam Cumhuriyeti arasında süren çekişme insani, siyasal ve toplumsal açıdan ürkütücü sonuçlara yol açabilir. Irak’ın acı deneyimi ekonomik yaptırımlar ve askeri saldırıdan kaynaklanan güçlükleri herkese göstermektedir. Yaşam koşullarının ağırlaşması ve ekonomik çıkmaz, insanların katledilmesi ve yersiz yurtsuzlaşması, İslam Cumhuriyeti’nin halkı bastırma eylemlerinin genişlemesi İran’a uygulanacak ekonomik yaptırım veya yapılacak askeri saldırının dolayımsız sonuçlarının yalnızca birkaçıdır. Bu politika bölgesel düzeyde İslami terörizmin iplerini koparmasına, uluslararası düzeydeyse terörizmin boyutlarının büyümesine yol açacaktır.

 

Var güçle ABD ve yandaşlarının külhanbeyliğine karşı durmak gerekir, karşı kutbun, İslami terörizmin cinayetlerini sonlandırmak bölge halklarına İslami terörizm, hareketler ve yönetimlerden kurtulmaları için yardım sağlamak gerekir. ABD devlet militarizmi ile İslami terörizm bütün dünyada insanlığın yaşamını karartmaktalar. Bunlardan hiçbirinin varolan bunalım ve yol açtığı sorunlara çözümleri bulunmuyor, tersine bizzat kendileri bunalımın nedeni ve şiddetlenmesini ve derinleşmesini sağlayan etmendirler. Uygar insanlık bu her iki kutup ve dünyaya dayattıkları sorunlar karşısında ayağa kalkmalıdır. Nükleer silahlar sorununun, İslami terörizm ve dünyadaki bütün insanlara karşı anlatılmaz cinayetlerinin ve ABD ile Batılı devletlerin militarist külhanbeyliklerinin çözümü biz insanların elindedir.

 

Bu doğrultuda İran halkının kurtuluş ve özgürlük mücadelesi belirgin, belirleyici bir rol oynamaktadır. İran’da yıllardan beri İslami yönetime karşı, özgürlük ve eşitlik için geniş çaplı toplumsal bir hareket sürmektedir. Bu hareketin İslam Cumhuriyeti’ne karşı zaferi dünya çapında siyasal İslam’a ve İslami terörizme can alıcı bir darbe indirecek ABD’nin rejim değişikliği veya sözümona “demokrasi ihraç etmek” ve öteki toplumlara kukla gerici yönetimler dayatmak için siyasal-askeri müdahaleciliğine karşı etkili, belirleyici bir karşılık olacaktır. İran halkının zaferi ileriye atılmış büyük bir adım, militarist ve İslamcı terörizmlere karşı ve bütün dünyada özgürlük, uygarlık ve evrensel insan haklarını savunmada bir dönüm noktası olacaktır.

 

Aşağıdaki bildiriyi imzalayan bizler şunları duyuruyoruz:

 

1-Savaşa, ekonomik yaptırımlara hayır.

İran’a uygulanacak ekonomik yaptırımlar ve askeri saldırı insani, siyasal ve toplumsal açıdan ürkütücü sonuçlara yol açacaktır. Irak’ta gerçekleşen İran’da yinelenmemelidir. Bu tehditler ivedilikle durdurulmalıdır.

 

2-ABD militarizmine, siyasal İslam’a hayır.

Uygar insanlık Batı devlet terörizmi ile İslami terörizm arasındaki çekişmede temsil edilemez. Bu çekişmenin her iki tarafı gerici ve insan düşmanıdır ve geri püskürtülmelidir.

 

 

 

3-Bütün devletler nükleer silahsızlandırılmalıdır.

Ne İran’ın, ne ABD’nin ne de başka hiçbir ülkenin nükleer silahı bulunmamalıdır. İslam Cumhuriyeti’nin nükleer projesi ivedilikle durdurulmalıdır. Ancak en büyük nükleer silah yığınaklarına sahip devletler öteki ülkelerin nükleer güçlerini yargılayacak yetkili organlar sayılamazlar. Bütün ülkelerin nükleer silahsızlandırılması ve çağdaş dünyaya bir karabasan gibi inen nükleer kabustan kurtuluş yalnızca dünya insanlığının direnişi ve mücadelesiyle gerçekleşebilir. Aynı biçimde İslam Cumhuriyeti’nin nükleer projesiyle mücadele dünya özgürlükçü insanlarının, özellikle de İran halkının görevidir.

 

4-Batı’da terörizmle mücadele bahanesiyle insanların medeni haklarına saldırıya hayır.

Batılı devletler terörizm tehlikesi ve güvenliği sağlamak bahanesiyle insanların medeni haklar ve özgürlüklerini sınırlıyor ve yadsıyorlar. Yurttaşların özel yaşamlarının denetlenip gözetlenmesi, ifade özgürlüğünün sınırlandırılması, seyahet özgürlüğünün kısıtlanması ve göçmen halkarının yadsınması devletlerin insanların yaşamına en yaygın saldırılarındandır. Bu saldırıya karşı mücadele etmek ve onu etkisizleştirmek gerekir. Bahanesi her ne olursa olsun insanların hak ve özgürlüklerine hiçbir müdahale kabul edilemez.

 

5-İran halkının askeri müdahale ve İslam Cumhuriyeti’ne karşı mücadelesini etkin biçimde destekliyoruz.

İran halkı 27 yıldır baskı, despotizm, kadın hukuksuzluğu, cinsel ayrımcılık, recm, idam, siyasal tutukluların işkencesi ve yoksulluk ve ekonomik yoksunluğun dayatılmasına karşı mücadele etmektedir. İran halkı siyasal yazgısını kendisi belirlemek istiyor ve bunu başarabilir. İran halkının kurtuluş ve özgürlük mücadelesini desteklemek ve bu hareketin İslam Cumhuriyeti’ne karşı zaferi ve halkın doğrudan yönetiminin kurulması ABD külhanbeyliğine karşı belirleyici bir adım, Ortadoğu ve dünyada İslami terörizme indirilen can alıcı bir darbe olacaktır.

 

6-İslam Cumhuriyeti uluslararası toplumdan dışlanmalıdır.

İslam Cumhuriyeti insanlığa karşı 27 yıldır işlemekte olduğu cinayetlerden dolayı, İran halkının haklı mücadelesini acımasızca bastırmaktan ve yüz bini aşkın siyasal tutukluyu idam ettiğinden, İran’a cinsel apartayd rejimini dayattığından ve bölgede İslami terörist hareketleri desteklemek ve dünya çapında terörizmin yayılmasına katkıda bulunmaktan dolayı Güney Afrika’daki Apartayd Rejimi gibi uluslararası toplumdan dışlanmalıdır. İslam Cumhuriyeti’nin İran halkının temsilcisi olarak tanınmamasını, İslam Cumhuriyeti’yle diplomatik ilişkilerin kesilmesini ve bütün ülkelerde elçiliklerinin kapatılmasını ve İslam Cumhuriyeti’nin bütün uluslararası kurumlardan ihraç edilmesini talep ediyoruz.

 

Her iki terörist kutba karşı dünyadaki bütün insancı, seküler, savaş karşıtı ve özgürlükçü örgüt ve hareketleri, parti ve kişileri bu bildirgeyi imzalayarak üçüncü cepheye katılmaya çağırıyoruz.

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *