Terörist Kutupların Ortadoğu’da Güç Mücadelesi ve Filistin Sorunu Bildirgesi

İran Komünist-İşçi Partisi Siyasi Bürosu Tarafından Onaylanan

 

 1-İsrail devleti oluşumundan bu yana Filistin halkını yersiz yurtsuzlaştırarak, temel haklarını yadsıyarak, yayılmacı, baskıcı siyasetlere dayanarak Filistin sorununun ortaya çıkışına ve sürmesine neden oldu. Filistin sorununun çözümü için İsrail güçlerinin işgal altındaki topraklardan kayıtsız, koşulsuz, ivedilikle çekilmesi, bağımsız, eşit haklara sahip Filistin devletinin resmen tanınması gereklidir. Bu çözümün temelleri ve ögeleri kapsamlı biçimde İran Komünist-İşçi Partisi Siysasi Bürosu’nun Haziran 2002’de onayladığı “Filistin Sorununa İlişkin” bildirgede bildirildi. Bu, yarım yüzyılı aşkın süren İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı baskı ve dayatma siyasetine son verecek, siyasal İslam ve Arap nasyonalizminin temellerini ve beslenme kaynaklarını yok edecek, Filistin, İsrail ve tüm Ortadoğu’da özgür, eşit, sosyalist bir topluma ulaşmak için işçi sınıfı ve özgürlükçü insanların mücadele yolunu açacak çözümdür.

2-Aşırı sağ güçlerin İsrail’de, İslamcı güçlerin Filistin’de iktidara gelmesi Filistin sorununun çözüm yolu üzerinde ciddi bir engeldir. Bu gerici güçlerin iktidara gelmesiyle iki devlet çözümüne ulaşma süreci durdu, etnik, dinsel nefret propagandası arttı, savaş çığırtkanlığı, düşmanlık ve bunalımlı atmosferin çapı büyüdü. Barış görüşmeleri, halka-karşın doğasına karşın Filistin halkının karşılaştığı güçlükleri azaltabileceğinden, her iki tarafta sivillerin öldürülmesine son verebileceğinden ve bağımsız Filistin devletinin kuruluşuna katkıda bulunabileceğinden yeniden başlatılmalıdır.

Barış görüşmelerinin canlandırılması, bu görüşmelerin bağımsız Filistin devletinin kuruluşu sonucuna değin sürüdürlmesi uluslararası çapta ABD ve İsrail devletilerinin baskı altında tutulmasına, İsrail ve Filistin’deki özgürlükçü, seküler ve barışçı insanların bu çekişmenin her iki yanındaki aşırı sağ ve İslamcı güçlere karşı durmasına bağlıdır.

3-Varolan koşullarda İsrail ve Filistin’de dinci sağ hareketlerin güçlenmesi ve üstünlüğü uluslararası çapta yeni kapitalist düzen bağlamında burjuva güçlerin daha temel bir düzeyde karşılaşmasının yansımasıdır. Bu karşılaşma belirgin biçimde 11 Eylül’den sonra uluslararası çapta, özellikle de Ortadoğu’da siyasal İslam ile ABD ve yandaşları iki kutbu arasında sürmektedir.

Doğu Bloğu’nun çözülmesinden ve özellikle 11 Eylül’den sonra bizzat ABD ve yandaş devletlerinin Ortadoğu’da ve Sovyetler’e komşu ülkelerde sol, komünist hareketlere karşı gelmesinin ürünü ve aygıtı olan gerici siyasal İslam hareketi terörist bir kutba, Ortadoğu’da burjuva güç savaşının taraflarından birine dönüştü. Günümüzde bu güç savaşı damgasını Ortadoğu’daki bütün gelişmeler ve sorunlara basmıştır.

ABD ve yandaşlarının Irak’a askeri saldırısı ve İslamcı güçlerin bu ülkede iplerini koparmaları, Hamas’ın Filistin’de iktidara gelmesi, ABD ve müttefiklerinin nükleer sorun nedeniyle İslam Cumhuriyeti’yle çekişmesi, son olarak da bölgede siyasal İslam’ın güçlenmesiyle sonuçlanan 34 günlük Lübnan savaşı iki terörist kutbun karşılaşmasının sonuçlarındandır. Bunlar aynı zamanda günümüz koşullarında bölgenin siyasal durumunu ve “Ortadoğu Bunalımı” diye nitelenen şeyi yönlendirip biçimlendiren temel etmenlerdir.

ABD devlet militarizmi ve siyasal İslam arasındaki bu çekişme ve karşılaşma temelinde bir yandan Hamas ve Hizbullah gibi İslami hareketler Filistin halkının “kurtarıcısı ve yandaşı” görünümüne bürünüyor gerici, terörist siyasetlerini bu örtü altında gerçekleştiriyor, öte yandan İsrail devleti Filistin halkına karşı her zamanki baskıcı ve askeri yayılmacı siyasetlerini meşru bir pozla, terörizmle mücadelede “demokrasi”nin temsilcisi sıfatıyla daha kudurgan, daha barbarca ölçülerde sürdürme olanağı elde ediyor.

Ortadoğu’da da iki terörist kutbun güçleri, bütün alanlarda olduğu gibi, birbirlerini güçlendiriyor, ötekinin gelişme ve büyüme temellerini hazırlıyor.

4-Filistin sorununun çözümünün engellerinden biri siyasal İslam hareketidir. Siyasal İslam’ın etkinliği ve nüfuzu Filistin ve Ortadoğu’da arttığı ölçüde Filistin sorununun çözümü güçleşir ve ulaşılmazlaşır.

Siyasal İslam hareketi Filistin halkının yoksunluğu ve güçlükleri zemininde gelişiyor ve Filistin sorununu gerici siyasetleri, erek ve amaçlarını ilerletmek için kullanıyor. Siyasal İslam Filistin sorununa ilişkin bunalım, savaş ve çekişmelerin sürdürülmesinden dolayımsız biçimde yarar sağlıyor, siyasal sermaye ve güçlenmesinin kaynağı olarak varolan durumun korunmasını istiyor.

Siyasal İslam güçleri belirgin biçimde İsrail halkına karşı terörist eylemler yoluyla, “Araplar” ve “Yahudiler” arasında etnik, dinsel nefret pompalamakla, İsrail devletini tanımamak ve bu ülkenin yok edilemsini istemekle, Ortadoğu’da savaş çığırtkanlığı ve savaş propagandası yapmakla Filistin sorununun çözümüne karşı bir engel biçiminde davranıyorlar. Filistin sorununu ilgilendirdiği kadarıyla terörist İslamcı güçler ve İsrail’deki aşırı sağ ve dinci hareketler yandaşdırlar, birbirlerini tamamlıyor güçlendiriyorlar.

Bu iki gerici hareket her iki tarafın sol, seküler ve özgürlükçü hareketlerine karşı yenilgiye uğramalı marjinalize edilmelidir.

 

5-Ortadoğu’da terörist kutupların güç savaşının gerici perspektifine karşı Komünist-İşçi Partisi modern, seküler, özgür ve eşit bir Ortadoğu ufkunu göz önünde tutuyor, gerçekleşmesi için mücadele ediyor. Bu ufkun gerçekleşmesinin gerekli, ivedi koşullarından biri eşit haklara sahip, bağımsız Filistin devletinin kuruluşudur. Bu görevi gerçekleştirmek için bugün Filistin sorununu terörist kutuplar arasındaki savaş yıkıntılarının altından çıkarmak, belirginleştirmek, Ortadoğu Bunalımı’nın gerçek çözüm anahtarı olarak uluslararası kamuoyu ve sol, ilerici güçlerin gündeminin odağına yerleştirmek gerekiyor. ABD, İsrail ve yandaşlarının militarist siyasetlerinin karşısında durmak, bu devletlere bağımsız Filistin devletini tanımaları için baskı uygulamak gerekiyor. İsrail devletinin kayıtsız koşulsuz ve ivedilikle işgal altındaki topraklardan çekilmesi ve bağımsız Filistin devletini tanıması isteklerinde ayak diretmek gerekiyor. İsrail’de aşırı sağı, Filistin’de ve Filistin hareketinde Hamas ve Hizbullah’ı geri püskürtmek, soyutlamak ve marjinalize etmek gerekiyor. Hizbullah, Hamas ve siyasal İslam hareketlerinin gerici Amerika ve İsrail karşıtlıklarını deşifre etmek, buna karşı Yeni Dünya Düzeni’nin, ABD ve İsrail devlet terörizminin sol, radikal eleştirisini koymak gerekiyor.

 

Bu görevleri yerine getirmek için sol, seküler ve özgürlükçü güçler, uygar insanlık safı iki terörist kutba karşı Ortadoğu’da ve dünya çapında seferber edilmeli ve sahneye çıkmalıdır. Günümüzde gerek Filistin sorununun çözümü, gerekse Ortadoğu’da kalıcı barışın oluşturulması bu güçlerin, Üçüncü Cephe güçlerinin iki terörist kutbun siyasetlerine karşı Ortadoğu’da ve dünyada güçlenmesi ve müdahalede bulunmasıdır.

 

Komünist-İşçi Partisi terörist kutuplara karşı Üçüncü Cephe hareketini örgütlemeyi ivedi görevi sayıyor bütün özgürlükçü, seküler ve sol güç ve örgütleri bu harekete katılmaya çağırıyor.

 

Bir kez daha Filistin ve İsrail’de halkın gerçek kurtuluşunun, özgürlük ve eştiliğin bu toplumlarda sosyalizmin gerçekleşmesine bağlı olduğunu duyuruyoruz. Filistin sorununun çözümü bölgede işçi ve emekçi kitlelerin sosyalizmi kurma mücadele yolunu açacaktır.

 

İran Komünist-İşçi Partisi Siyasi Bürosu

20 Eylül 2006

 

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *