Sosyalizm Olanaklıdır Çünkü İnsanidir!

 

Hamid Taghvaie ile Röportaj *

Haftegi: İran’daki gelecekteki siyasi gelişmeler kaçınılmaz olarak toplumda Sol ve Sağ alternatifleri öne çıkartacak ve gelecekteki hükümetin seçilmesini halkın dikkatinin merkez sahnesine sokacak. Sol’da İran Komünist-İşçi Partisi Sosyalist Cumhuriyet alternatifini yükseltiyor ve onun kurulması için mücadele ediyor. Niçin halkın Sosyalist Cumhuriyeti seçeceğini düşünüyorsunuz?

Hamid Taghvaie: Özgürlük, refah ve eşitlik isteyen herkes Sosyalist Cumhuriyeti seçmelidir. Diğer alternatifler halkın sorunlarını çözmeyecek fakat sadece görünümlerini değiştirecektir. Sınıflı toplumun temel dayanaklarını koruyan, sermayeyi ve sömürüyü kutsayan ve din, ulusçuluk ve gerici Ulusal-İslamcı kültür ve ahlakla uzlaşan herhangi bir “alternatif” bugün İran toplumunda dizginlerinden boşanmış baskı, yoksulluk ve adaletsizlikleri çözemeyecek ancak sadece bunların İslamcı örtülerini değiştirecektir. İslam Cumhuriyeti, savunduğu üretim ve toplumsal sistemin bütünlüğüyle yok edilmelidir. İslami rejimin varlığı kendini korumak için böyle bir rejime ihtiyaç duyan siyasi, sosyal ve kültürel olarak iflas etmiş bir sistemin göstergesidir. İslam Cumhuriyeti en gerici ve en soysuzlaşmış kapitalist devlet türüdür. Türünün sonu olmalıdır. Bu, kızartma tavasından ateşe düşmek istemeyen bir halkın isteği, artık herhangi bir eşitsizliğe, ayrımcılığa ve aşağılamaya dayanamayacak olan kadınların ve artık yağmalanmış emeklerinin meyvelerini isteyen işçilerin ve onların sefalet içinde yaşayan ailelerinin isteğidir. Bu, bütün sömürü, eşitsizlik ve ayrımcılıklardan kurtulmuş modern, seküler ve insani bir toplum isteyen herkesin isteğidir.

Bu toplumun siyasi ve ekonomik temelleri partimizin Sosyalist Cumhuriyetin kuruluşunun başlangıcından itibaren ilan edilmesi ve uygulamaya konulması gereken açıkça tanımlanmış programında ana hatlarıyla açıklanmıştır. Siyasi olarak Sosyalist Cumhuriyet toplum işlerini yönetmede halkın doğrudan ve sürekli katılımı ve müdahalesinin aracı halk konseylerine dayanacaktır. Ekonomik düzeyde Sosyalist Cumhuriyet kapitalist sömürü ve ücretli emeği ortadan kaldıracak ve “herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacı kadar” sloganını ana politikası yapacaktır. Sosyalist Cumhuriyet din aygıtını ve yasalarını devlet ve yargı, yasama ve toplumsal sistemden temizleyecek ve bütün din, ulus ve etnik önyargılardan arınmış seküler bir sistem kuracak. Bu sistemde kadınlar erkeklerle tamamen eşit olacak ve kadınlara karşı bütün yasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel ayrımcılıklar ve eşitsizlikler ortadan kaldırılacak. Etnik ve ulusal “azınlıklar” eşit haklara sahip olacaklar.

Herkes için sınırsız ifade, toplanma, örgütlenme, gösteri ve grev özgürlüğü tanınacak. Kısaca, sosyalist sistem insan onurunun, gönencinin ve özgürlüğünün korunmasına dayanacak. Sadece sosyalizm İran toplumunda böyle büyük bir dönüşümü gerçekten ve gerçekçi biçimde gerçekleştirebilir. Çünkü böyle bir dönüşüme ana engel sermayeyi ortadan kaldıracaktır.

Haftegi: Karşıt kamp sosyalizm mümkün olmadığını iddia ediyor ve nedenlerinden biri olarak da 70 yıl sonra çöken Sovyetler Birliği’nin yenilgisine gönderme yapıyor. Sizin cevabınız nedir?

Hamid Taghvaie: Sosyalizmin mümkün olmadığını iddia edenlerin çoğunluğu sosyalizmin mümkün olmasına izin vermeyen ya da sosyalizmi istemeyen güçlerin bir parçasıdır. ABD ve Avrupa’dan Üçüncü Dünya ülkelerine kadar neredeyse bütün ülkelerde bütün yönetim aygıtı baskı güçleri, polis ve dev propaganda makineleriyle sosyalizme karşı sıraya girmişlerdir. Sürekli sosyalizmin mümkün olmadığı hakkında yayın yapıyorlar. Eğer sosyalizm gerçekten mümkün değilse sosyalistler ve komünistlerle on yıllarca durmaksızın mücadele edilmesi ve bastırılması neden diye sorulmalı? Temelde komünistlere yönelmiş korkunç polis makinesi ne yapıyor? Eğer sosyalizm mümkün değilse neden korkuyorlar? Gerçekte sosyalizmin gerçeklik haline gelmesine izin vermeyecekler. Devletler ve sağ kanat ve gerici güçler ve partiler sosyalizme karşı on yıllardır tüm kaynaklarını kullanarak propaganda, kültürel, askeri ve polisiye savaş yürütüyorlar. Sovyet deneyimi de önünde sonunda bu savaşın bir parçasıdır. Rus devriminin zaferinden sonra Rusya burjuvazisi kolayca kenara çekilmedi. Sahneye geri döndü ve bu kez devrim adına Rusya sanayi burjuvazisinin aynı amaçlarını sürdürdü. Sosyalizm devlet kapitalizmine dönüştürüldü. Özgürlük ve eşitlik isteklerinin yerini Batı kapitalizmiyle rekabet edebilecek güçlü sanayileşmiş bir Rusya’nın kurulması aldı. Sosyalizm Rusya’da yenilmedi. Kurulmasına hiçbir zaman fırsat verilmedi. Çöken sosyalizm maskesi altındaki devlet kapitalizmiydi. Eğer Sovyet deneyimi doğru olarak ve Batı propagandasından arınmış olarak analiz edilirse bu sadece Batı serbest pazar kapitalizmi karşısında devlet kapitalizminin iflasını gösterir. Sosyalizmle bir ilişkisi yoktur. Sovyet deneyimine referansla veya değil sosyalizmin olanaklılığı siyasi bir sorundur. Ekonomik ve toplumsal açıdan sosyalizm zamanımızın en olanaklı sistemidir. Polis ve baskı aygıtını kenara itmek bu gerçekliğin netleşmesine yeter.

Haftegi: Sosyalizmin olanaksızlığına ilişkin öne sürülen başka bir noktada sosyalizmde rekabet ve bireyselliğe yer olmadığıdır. Özellikle, rekabet olmadan toplumun gelişemeyeceği iddia ediliyor. Bu konudaki düşünceniz nedir?

Hamid Taghvaie: Eğer rekabetin temel olduğu bir toplum olan bugünün sınıflı toplumunu standard olarak alırsanız herkes öldürme ve öldürülme, iflas ettirme veya iflas etmenin hüküm sürdüğü kapitalist cangılda kendi yaşamından sorumlu olmalıdır. Doğal olarak böyle bir toplumda rekabet olmadan hiçbir şey gelişmez. Bu toplumlarda başkalarını merdiven olarak kullanmadan yükselemezsin. Ancak yaşamda bundan daha fazlası vardır. Bu kapitalist sistem insanları umutsuzluğun derinliklerine sürüklemektedir. Eğer sınıfların olmadığı ve kar ve kar elde etmenin motor gücü olmadığı bir toplum yaratılırsa ilerleme ve yükselme için rekabet gerekmez.

Bunun yerine toplumun gönenci itici güç olur. Bugünün toplumlarında bile birazcık kendinizi insanlar arasındaki iş ve üretim ilişkilerinden uzaklaştırırsanız insanlar arasındaki etkinliklerde rekabetin değil yardımseverlik ve işbirliğinin itici güç olduğunu görürsünüz. Aile üyeleri arasındaki ilişkileri örnek olarak alınız. Rekabete ve kendini merkeze almaya dayanmaz. Bunun yerine işbirliğine, yardımseverliğe ve grup refahının tatminine dayanır.

Başka bir örnek bir topluluğun, şehrin ve mahallenin insanlarının sel, deprem veya yangın gibi doğal felaketlerle karşılaştığı olaylar. Böyle zamanlarda rekabet ve kişisel çıkarlar değil herkesin iyiliği eylemlerin devindiricisidir. Neden üretim ilişkileri de aynı temelde örgütlenemesin? Neden insanlar fabrika, büro, mağaza gibi yerlerde birbirlerinin boğazına yapışmalılar? Cevap açıktır. Sermayenin karı buna yol açıyor. Rekabette doğal, insani veya içgüdüsel hiçbir şey yoktur. (Sürecek)

*Enternasyonal Haftalık’ın 67.sayısında Farsça olarak yayınlanmıştır.

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *