Öğrenci Yığınları Sola Yöneliyor*
Asqar Karimi**
Kasım ayı boyunca İran’daki öğrenci protestoları, İran İslam Cumhuriyeti’nin yaşamı süresince gerçekleşen en geniş ölçekli öğrenci protestoları oldu. Tahran ve diğer kentlerdeki üniversitelerde yaklaşık iki hafta boyunca devam eden protestolar manşetlere taşındı. Agacari’nin ölüm cezası protestoları tutuşturan şey oldu, ancak başlangıçtan itibaren talepler bunun ötesine gitti, hızla radikalleşti ve genişledi. Halka açık idamlarla insanları korkutmayı hedefleyen rejimin liderlerini şaşkına çevirdi. İfade özgürlüğü, siyasal tutsaklara özgürlük, idamların kınanması ve rejimin liderlerine yönelik nefret öğrenci protestolarının bayrağı haline geldi. Bu ileriye doğru atılmış dev bir adımdır. Bu ilerleme öğrenci hareketindeki siyasal-ideolojik gelişmenin bir sonucudur. Öğrenci hareketinin gövdesi Sol’a yönelmektedir.
Temmuz 1999’dan beri hem toplumda hem de öğrenci hareketinde kaydadeğer ilerlemeler olmaktadır. Rejimin devrilmesine olan inanç yığınsal bir boyut aldı. Protestocu ruh, önemli bir yükseliş kaydetti. ( Reformistler olarak da anılan) 2. Hordad büyük ölçüde, özellikle üniversitelerde, toplumsal tabanlarını kaybettiler. Buna uygun olarak, rejimin bütünlüğü halk karşısında daha kırılgan bir konumdadır. O zamandan beri, üniversitelerde, rejimin yönettiği “Birliği Güçlendirme Bürosu” ve “İslami Birlikler” gibi İslamcı gruplar krize ve karmaşa içine girdiler. Güçlerini ve konumlarını kaybettiler ve önemsizleştiler. Öğrenciler üzerindeki hakimiyetleri giderek daha da zayıfladı. Şimdi, bir süredir, dikkate değer bir şey örgütleyememektedirler. Geçtiğimiz yıl boyunca, öğrencilerin ana gövdesi, erkek ve kadın öğrencilerin ayrılmasına karşı itirazlarını bir kenara bırakarak, çeşitli öğrenci talepleriyle protestolarda bulundular. Geçen yıl ve özellikle de bu yılki akademik dönemin başlamasıyla, öğrenci talepleriyle ve “İslami Birlikler”den bağımsız yüzlerce öğrenci protestosu gerçekleşti. Bu protestolar, öğrencilerin ilerici kanadı için birbirlerini bulmanın, kendine güven oluşturmanın ve güç toplamanın eğitimini aldıkları bir temel ve Kasım protestolarındaki aktif katılımlarının da başlangıcı oldu.
Bir taraftan, Agacari’nin ölüm cezası 2. Hordad’çılar ( sözümona reformistler) için uzun bir izolasyon ve marjinalleşme döneminin ardından, üniversitelerde Sağ kanat karşısında kaybettikleri konumlarını geri kazanmak ve merkeze kaymak açısından mükemmel bir fırsattı. Diğer taraftan, Sol-kanat ve dinci-olmayan geniş öğrenci yığınları için bu yasal örtüyü kullanarak İslami yönetime karşı protestolarını ve diğer özgürlüklere sahip çıkan savunmalarını siyasal bir biçimde ortaya koymaları için de bir fırsattı. Sol ve dinci olmayan öğrencilerin yığınsal gücü şekilsiz olsa da protestoların motoruydu. Başlangıçtan itibaren, önderliği ele aldı. “Birliği Güçlendirme Bürosu”nun önderleri öğrencilerin “aşırılıkları”nı önlemeyi başaramamakla kalmayıp radikalizmin basıncıyla “Sol kanat” konumlar almaya da zorlandılar. İslami taleplerin izi yoktu. Öğrenci yığınlarının talepleri rejim karşıtı ve özgürlükçüydü. İslam Cumhuriyeti yayın ajansı Öğretmen Eğitim Koleji’ndeki erkek ve kadın öğrencilerin İslami ayırıma uymaksızın ele ele yürüyen ve şarkı söyleyen öğrencilerin fotoğraflarını yayımladı. Alınlarına “özgürlük ve eşitlik” yazmışlardı. Öğrenciler, İslami yayın organının gazetecisine iyi bir ders de verdiler.
Gösteri izni ve mikrofon “Birliği Güçlendirme Bürosu”na ve İslami Birliklere aitti fakat sloganlar onların değil daha çok öğrenci yığınlarınındı. “Birliği Güçlendirme Bürosu” temsilcileri bile vicdan özgürlüğünün ihlallerine göndermede bulundular, insan hakları ihallerini protesto ettiler ve kovuşturmaların ve dini, siyasal ve ideolojik düşüncenin yargılanmasının engellenmesi için güvence istediler. Bu, üç yıl önceki Büro’nun ve İslami Birliklerin konumundan farklılaşan dikkate değer bir konumdur. Üç yıl önce Temmuz 1999’da baskıcı kuvvetlerle birlikte çalışıyorlardı ve 2000’de İslami Pasdaranlara çiçekler sunuyorlardı. 1998’i “diyalog ve genel hoşgörü yılı” ilan etmişler, hükümeti bağışladıklarını söylemiş ve İslami rejimin başkanına öğrenci özel ödülünü vermişlerdi. İslami hükümetin sürekli kriz durumu, toplumda baştakilerin devrilmesi için olan hareketin büyümesi, Sol’a yönelen öğrenciler, İslami Birliklerin kırılgan konumu; bunların hepsi onların rejimi açıktan savunmalarına izin vermedi. Öğrenci hareketinin bu raunduna Sol kanat öğrenciler damgasını vurdu, bunun karşılığında ise konumlarını pekiştirdiler.
Sırada ne var? Protestoların bu raundu ilerici öğrencilerin rejimin devrilmesi ülküsünü ve İran halkının ilerici hareketini ilerletti. Ancak bu itki, daha genel ve temel hedeflere doğru hareketin temeli olmalıdır. Üniversitelerdeki bir sonraki adım komünist, ilerici ve seküler öğrencilerin egemen kuvvet olmalarıdır. İslami Birlikler, bu hükümet dostları, tamamen yalıtılmaldır. Rejimin kutuplarıyla ilişkili kalan sloganlar bertaraf edilmelidir. İran halkının ilerici ve haklı istemleri, koşulsuz ifade ve düşünce özgürlüğü, dinin devletten ayrılması; idam cezası ve işkencenin kaldırılması, siyasal tutsakların özgürlüğü, kadın ve erkek eşitliği, cinsel apartheidın kaldırılması ve İslam Cumhuriyeti’nin devrilmesi açıkça öğrenci protestolarının bayraklarına yazılmalıdır. Erkek ve kadınların ayrılması ve cinsel apartheid sistemi tamamen ezilmelidir. Tek cümle ile, Beni-Sadr kültürel devrimi ve komünistlerin yığınsal katliamlarıyla zaptedilmiş olan mevzi yeniden ele geçirilmelidir. Bu yalnızca daha fazla ilerici öğrencinin sosyalizm ve işçi-komünizmi bayrağı altında toplanmasıyla, bu yolda önemli bağ olarak Mansur Hikmet’in eserlerinin yayınlanmasıyla ve aynı zamanda Sol ve ilerici öğrencileri örgütleyerek, radikal ve komünist öğrenci örgütleri, birlikleri, toplulukları ve yayınları oluşturarak başarılabilir. Kısa bir süre önceki protestolar böyle bir ilerleme için gerekli atmosferi hazırladı.
“Dini kapitalist bir tiranlıkta, kadın düşmanı, yaşam karşıtı, akıl karşıtı ve uygar olmayan bir rejimde üniversite komünizmin büyümesinin doğal yatağıdır”(Mansur Hikmet). Geçtiğimiz gün ve yıllar üniversitelerin siyasal özgürlük, rejimi devirme hareketi ve işçi-komünizmi için önemli birer kale olabileceğini gösterdi. İslam Cumhuriyeti’ni devirmek için ilerici hareketin slogan ve istemleri ne derece daha berrak, açık ve radikal olursa işçi yığınları, öğretmenler, kadınlar ve ilerici insanlar da o ölçüde bu istemleri desteklerler. Komünist öğrenciler bu koşulların farkında ve derin potensiyelinin bilincinde olmalıdır.
Kasım protestoları ilerici hareketin ve rejimi devirme hareketinin gelişiminde parıldayan bir aşamadır, ilerici ve komünist öğrenciler için zengin dersler içermektedir.
* WPI Briefing’in 25 Kasım tarihli 84. sayısında yayınlanmıştır.
** Asqar Karimi, İran Komünist-İşçi Partisi Siyasi Büro üyesidir.
Leave a reply