Komela’da Bunalım ve Kürt Milliyetçiliğinin Yeniden Yapılanması
Mansur Hikmet
15 Ağustos 2000
Komela’daki iç çekişmeler kaynama noktasına varmış durumda. Çoğunluğunun inatlaşmalar alanı olup yarıda kesildiği şimdi ortaya çıkmış olan kongreler ve oturumların başarılarıyla ilgili basmakalıp bildiriler sunma, uzun süreli boş gizli siyasal oyunlardan sonra örgüt içindeki her iki fraksiyon da başkalarını resmen bu çekişmeye müdahale etmeye çağırmış bulunuyorlar. Görünürde bölünmenin bir adım uzağındalar.
Mohtedi fraksiyonunun İran Kürdistan’ında yeni milliyetçi bir örgüt kurma niyetinde olduğu açıkça ortadadır. Bu Yurtsever Birlik veya Demokrat Parti’nin bir çeşit İran kolu olacak. Bu konuyu sırf Abdullah Mohtedi’nin siyasal dönekliği, her zaman onda varolduğu apaçık olan milliyetçi eğilimlerinin olgunlaşmasıyla açıklamak olanaklı değildir. Soru İran’da Kürt milliyetçiliğini yeni konumlanmalar düşüncesine hangi etmenlerin ittiği ve nasyonalist güçlerin bir bölümünü hareketlililğe soktuğudur. Bence temel etmenler şunlardır:
– Demokrat Parti’nin zaafı, kırılganlığı, İran’daki milliyetçi Kürt topluluklara örgütlü biçimde önderlik etmekteki güçsüzlüğü: Bu rahatsız ve yükselme peşindeki milliyetçiler için boş bir alan yaratmıştır. Demokrat Partisi’nin karşısında alternatif milliyetçi toplulukları örgütleme işi İran’ın içinde de pro-Hatemi reformistler tarafından da başlatılmış durumda.
– Pro-Hatemi reformizmi olgusu, çeşitli milliyetçi Kürt toplulukların bu olguyla ilişkilenmek ve bu olgudan Kürdistan’da yararlanmak istemeleri: Kürt halkının bir çeşit temsilciler kurulu bayrağı altında pro-Hatemi reformizmi olgusuyla yakın zamanda belli siyasal anlaşmalara varmak Mohtedi fraksiyonunu devindirdiği ortada olan etmendir. Bunlar için Kürdistan’da siyasal başarının son noktası ve “devlet adamı” olmanın göstergesi müzakerelerde bulunmaktır.Ancak pro-Hatemi reformculuğa karşı radikalizmle hesaplaşmış, müzakereyi meşrulaştırmış “ulusal hareketin önderliği” iddiasında olan siyasal bir örgüte bağlı olmayıştan dolayı bu gibi görüşmelerde hazır bulunmak bu hareket için olanaklı değildir.
– İşçi komünizminin Kürdistan’da hızla yükselişi: Mohtedi ve Komünist Komela döneminde marjinalleştirilen, örgütten ayrılan (şimdilerdeyse sağ kanat tarfından “Komela eğlimi” olarak adlandırılan) çeşitli milliyetçi topluluklar ve ögelerin sözünü ettikleri “Komela”nın kendine atfettiği tarihsel görevlerden biri Kürdistan’da işçi komünizminin düşmanı olmaktır. Bunların gözünde mevcut Komela böylesi bütünsel düşmanca bir davranışa yarayan bir aygıt değildir. İbrahim Alizade’yi ve mevcut Komela’nın çoğunluğunu işçi-komünist eğilimlere bulanmışlıkla suçlamışlar ve mahkım etmiştirler. Mohtedi’nin yıllardır oluşturmaya uğraştığı işçi komünizmi karşıtı histeri son noktada Mohtedi’nin son sövgüleri ve saçmalıklarının Komela’nın eski kurucu kadrolarından bir çoğunundan aldığı karşılıklarla suya düştü ve hiç bir yere varamadı. Ancak beyefendilerin kutsal toplumsal görevleri olduğu gibi yerinde duruyor.
– Yurtsever Birlik ve Süleymaniye “devletinin” varolması İran’da kerdeş bir örgüt oluşturmayı, bu hareketin İran şubesini kurmayı gerçekleşebilir bir ufuğa dönüştürmüştür. Yurtsever Birlik işbaşında, elleri de Irak Kürdistan’ı halkının cebinde olduğu sürece kardeş milliyetçi İranlı bir örgüt bu olanaklara güvenerek sırtını onlara dayayabilir. Mohtedi fraksiyonunun Yurtsever Birlik ve Celal Talabani eliyle “kendi” siyasal örgütünün kongresine baskı yapıp siyasal, örgütsel haraç ve imtiyaz talep etmesi görülmeye değerdir.
Mohtedi ve ortaklarının ilk etapta “Komela” adını istediklerinden kuşku duymamak gerek. Örgütsel birliği korumak gibi bir niyetleri yok. Basit bir hesapçılık oyunudur, o kadar. “Komela Adıyla Yeni Dönemde Faaliyet” başlıklı yazısında bu adın yaratmış olduğu “siyasal sermaye”den yararlanmak niyetinde olduklarını açıkça dile getiriyor. Ancak Komela adında bir örgüt zaten var. Mohtedi fraksiyonu bu örgütün desteğine sahip değil. Bu örgütün resmi siyasetlerini onaylamıyor. Yirmi yıllık örgüt tarihini olumsuzluyor, şu an bu örgütte bulunmaktan pişman olduğunu açıklıyor, önderlik kadrosu içinde yer almıyor. Örgütün bütünü içinde küçük bir azınlığı oluşturuyor. Ancak bunların hiçbiri bu topluluğu Komela adını ele geçirmek için saldırıya geçmekten alı koyamıyor. Görüşmelerde, müzakerelerde bulunmak için, “ulusal hareketin önderliği” konusunda Demokrat Parti’yle rekabet edebilmek için, Kürdistan’da sol karşıtı bir histeri başlatmak için Komela’nın adına gereksinimleri var. Bütün Komela’yı bu yöne sürüklemek on yıllık çabasının boşa çıktığı görülmektedir. Sol geleneğin bu örgütte işçi kominizminin ayrılmasından ve on yılı aşkın süreden sonra bu milliyetçi saldırının başarıya ulaşmasını önleyecek, Mohtedi ve ortaklarını güçsüz bir azınlığa çevirecek kadar köklü olduğu görünmektedir. Komela dışındaki tüm milliyetçi spektrumun (Mohtedi’nin ünlü “şimdiki ve gelecekteki dostları”) ve Yurtsever Birlik’in yardımıyla gerçekleşen son saldırı Komela adını gaspetmek, bu “siyasal sermayeyi” ele geçirmek için son çabadır.
Bu topluluk, resmi bir Komela varolduğu, örgüt içi tüzüğe ve süreçlere uygun olarak bu ad altında faaliyet ettiği sürece Komela’dan ayrılmanın, her hangi bir takıyla Komela adını kullanmanın yenilmiş bir tasarı olduğunu biliyor. Bir azınlık olarak ayrılmak zorunda kalırlarsa, kendilerine hangi adı verirlerse versinler halk bunları “Mohtedi cemaati”, “Talabani Komela’sı” olarak adlandıracaktır. O “siyasal Sermaye”den ellerine birşey geçmez. Bunların varacağı nokta, Demokrat Parti’nin ve Hameneyi’nin Kürdistan temsilcisinin niçin pohpohlamaları gerektiği belli olmayan, Yurtsever Birlik’e bağlı yeni bir Xe Bat oluşturmaktır. Bu yüzden örgütün seçime bağlı, tüzel süreçlerini iptal etmek, üyelerinin oyunu etkisizleştirmek için büyük bir çabaya girişmiştirler. Ne olursa olsun kendilerini örgütün merkeziyetine sokmaya çalışıyorlar. Arkalarında bir Komela bırakmak istemiyorlar. “Yeniden Yapılanma Konferansının Başkanlık Divanı” imzasıyla yayımlanan bilidirler, kongre üzerine fırlatılan kaba, çirkin uyarılar uçak kaçırma ve Fici parlementosundaki son olayları anımsatıyor. Bunalrın tasarılarının ne olduğu belli değildir. Komela önderliğine nasıl girecekleri önemli değildir.Önemli olan birkaç ay sonra ayrıldıklarında, özellikle bu “Komela eğliminden” bir kesimi sonraki sayımlar için örgüt içine çektiklerinde örgütün adını kendileriyle götürecekleri ve karşı tarafı çözecekleridir. Bu hikayenin özü yirmi yılı aşkın bir sürede bu örgüt içinde komünizmin gelişip büyümesine karşı koyan, çeşitli uğraklarda her seferinde yenilen, takiye edip örgütte kalan milliyetçi, gerici bir hareketin Komela adını gaspetme projesidir. Bu, bütün bu yıllarda İran Komünist Partisi’ni ve Komela’yı kurup ilerleten kişlerin niteliğini, boyutlarını çok iyi bildikleri komünizm karşıtçılığının Komela içinde yeniden yükselişidir. Komela merkez komitesinin bu harektle her hangi bir anlaşması, bunların örgütsel isteklerine her türden boyun eğişi, sağın bu darbeci projesini gerçekleştirmesine hizmet etmektir. Bunun bir ilk deneme olmadığını her kes bilir. Komünist Parti’nin kuruluşuna, Parti’nin kuruluşundan sonra Komela’nın radikalizmine, yenlikçiliğe, örgüt içinde kadın haklarının gerçekleştirilmesi ve kadınların silahlanmasına, siyasal ve yığınsal yönteme, kente ve işçiye eğilmeye, Komela’nın altıncı kongresine, işçi komünizmine ve bizim Komünist Parti ve Komela’da önderliğimize karşı defalarca provokasyonda bulundular ve yenildiler. Bu artık son çırpınışları. Bu hareketin Komela adını kullanmakta en küçük bir meşruiyeti söz konusu değildir, olduğu gibi, Komela’da darbe yapıp “siyasal sermayesini” zorla ele geçirmek isteyen yeni milliyetçi bir topluluk olarak, deşifre edilmelidir.
Bunların örgütsel isteklerine boyun eğmek bugünkü Komela önderliğinin izleyebileceği en hatalı siyasettir. Örgütsel tüzel ilkeler ve kuralları savunmak gerek. Komela merkez komitesinin biçimini Celal Talabani ve yeniden yapılanma divanının belirlemesine izin vermemek gerek. Ancak, bu bile yeterli değildir. Örgütsel mevzilenme kendi başına sorunun yanıtı değildir. Siyasal açıdan deşifre edilip soyutlanmalılar. Bunların Kürdistan’ın siyasal düzlemindeki konumlarını halka göstermek gerek, gerici eğlimlerini, düşlerini halka tanıtmak gerek, konuşup, eleştirmek gerek, mevzilenmek gerek. Sağ kanat “Komela eğlimi” diye nitelediği şeyi muhatap almakla, kendi örgütünün kongresine karşı örgüt üstü Yurtsever Birlik’in baskısını kullanmakla, siyasal oyunlar ve manevralar, tüzüğe karşı hareketler, siyasal hatta maddi baskılar yoluyla bu örgütün önderlik organlarının biçimlenişini belirlemey çalışmakla Komela’yı feshedilmiş bir örgüt olarak gördüğünü pratikte ilan etmiştir. Bunalrın tasarısı açıkça ortadadır. Bunun karşısında durmak gerek.
Sağ kanat “Komela eğlimi”ni yardıma çağırırken Komela tarihinin en büyük, en saygın kadrolarının bugün İran Komünist-İşçi Partisi’nde örgütlenmiş olduğunu unutmuştur. Bu saf komünist Komela’yi ve bu beyefendilerin zorla ele geçirmeye çalıştıkları bu “siyasal sermayeyi” her kesten önce yaratmış olan komünist kurucular, önderler ve kadroların yüzlercesini kapsamaktadır. Bu örgütün büyük çoğunluğunu, önderlik kadrosunu oluşturan bu kadrolar on yıl kadar önce İran Komünist-İşçi Partisi’ni kurmak üzere ayrıldıklarında “yeniden yapılanma” hareketinin bezirgan oportünistlerinin tersine Komela’nın adını ve bütün olanaklarını orada kalan yoldaşlara bıraktılar. Ancak bu mirası Mohtediler ve Talabaniler’in kötüye kullanmaları için geride bırakmadılar, o dönemin şanlı komünist savaşımının tarihini Kürt milliyetçiliğinin ayaklarının altında ezilmek üzere terk etmediler. Hiç kuşkunuz olmasın, bu son olaya Komela’nın komünist tarihinin yaratıcıları kesinlikle müdahale edecektirler. Komünist-İşçi Partisi, Komela’nın iç gelişmeleri ve bu örgütün yasal önderlerinin kararlarından bağımsız olarak, Komela adı altında Kürdistan’da yaratılmaya çalışılan milliyetçi, komünist karşıtı, Hatemici bir hareketi oluşturma tasarılarını suya düşürmeye kararlıdır. Abdullah Mohtedi, Ömer İlxanizade, Celal Talabani ve yandaşları istedikleri örgütü kurmakta, istedikleri siyaseti izlemekte özgürdürler. Ancak Komela ve İran Komünist Partisi’nin komünist tarihi zorla ele geçirilecek, iç edilecek birşey değildir. Bu tarihin yaratıcıları meydandalar, “yeniden yapılanma konferansı başkanlık divanının” yeni yetme milliyetçilerine bunu yapma fırsatı vermeyecektirler. Komünist-İşçi Partisi ve bu partide örgütlenmiş Kürdistan toplumunun komünist önderleri bu olguyu şimdiden açık biçimde Kürdistan halkına tanıtacaktır.
Ne olursa olsun Mohtedi hareketinin izlediği siyasal yol, bu örgütsel gaspçılıkta başarılı olsa bile, bir yere varamayacaktır. Bunların Kürdistan’ın bu gün ne denli daha radikal olduğundan haberleri yok. Kürdistan halkının Hatemici alternatiflere ve yerel şeyhlerin halk için tasarladıkları üsten bakan planlarına güldüklerini bilmiyorlar. Bunlar bugünkü Kürdistan toplumunu tanımıyorlar. İşçi komünizminin Kürdistan’da ne denli yaygın olduğundan habersizler. Bunlar İran genelindeki siyasal gidişi bile ayırt edemiyorlar. “Yeniden yapılanma” projesinin bütünü, Mohtedi ve ortaklarının rüyalarına bütün bütününe uygun ilerlese bile, unutulmuş yurt dışındaki bazı Kürt topluluklarının bir kaç haftalığına eğlenmelerine neden olduktan sonra, şu an olduğu önemsiz gerçeğe dönüşür. Bütün konu komşunun yardımlarına karşın otuz kırk kişiden ötesini çevrelerine toplayamayan son yirmi yılın siyasal süreçlerinin sürekli yenilenleri olan ikinci derece kişilikler nasyonalizm kampında paylarına düşenin konusunda Demokrat Parti’yle pazarlık etmek üzere küçük ulusal bir örgüt oluşturuyor.
Leave a reply